Page 189 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 189
12. ÜNİTE
Cem töreni, Bektaşi töreni, koç katımı, saya gezme, kış yarısı gibi törenler de kültürel mirasın aktarılmasında
önemli rol oynamıştır.
Cem törenleri, Anadolu Alevi Türk kültüründe
bir ibadet tarzı olarak icra edilen müzikli dinî tören-
lerdir. Toplumsal beraberliği sağlama, küskünleri
barıştırma gibi görevler üstlenen cem törenlerinde
“on iki imam” zikredilmekte ve “Hz. Muhammed'in
miraca çıkışı” anlatılmaktadır. Bu törenlerde bağlama
çalıp ilahiler okuyan kişiye zakir, ozanların söylediği
deyiş ve nefesler eşliğinde sergilenen müzikli ritüel-
lere de semah adı verilmektedir (Görsel 209).
Bektaşilik, Hacı Bektaşi Veli'nin belirlediği ge-
nel kurallar neticesinde oluşan ve insancıl öğretileri
olan esaslı bir gelenektir. Bektaşi kurumunun öğreti
odağında "insan" vardır. Bu kurumun amacı, insan-ı
kâmil olarak tanımlanan olgun insana ulaşmaktır. Görsel 209: Semah
"Eline, beline, diline hâkim ol." sözü Bektaşi felsefesi-
nin özetidir. Bektaşiliği diğer geleneklerden ayıran en önemli özellik, düşünen insana ve özgür düşünceye verdiği
önemdir.
Bektaşi anlayışına göre insan, Allah kelamından gelen manevi his vasıtasıyla aşama aşama ona ulaşmaya gay-
ret ederek hiç bitmeyecek bir döngü oluşturmaktadır. İslam medeniyetinin dinî müzik ve dans kültürünün unsur-
ları arasında sayılabilecek semah ve sema kavramları, bu sonsuz döngünün âdeta bir yansımasıdır.
Bektaşiliğin sema ve semah ritüelleri esnasında çoğunlukla Türk halk müziği icra edilmiştir. Bu icralarda insan
sesinin yanı sıra 6 telli bir çalgı anlamına gelen şeştar bağlama, çenk ve tef de kullanılmıştır.
Koç katımı, hayvancılıkla geçinen sıcak bölgelerde eylül ve ekim aylarında, soğuk bölgelerde ise kasım ayın-
da yapılan törendir. Bu törenin öncesinde damızlık olarak seçilen koçlar, bir süre özel koşullarda beslenmektedir.
Tören günü çeşitli renklere boyanıp kurdele ve tüllerle süslenen koçların boynuzlarına elma, nar gibi bereket sem-
bolü yiyecekler takılmaktadır. Sürüdeki koyunlar da aynı şekilde süslenmektedir. Sonrasında genellikle harman
yerinde toplanan halk, davul zurna eşliğinde eğlenmektedir. Sıra koç katımına geldiğinde bereketli bir yıl olması
için dualar edildikten sonra koçlar, bir kenarda bekletilen koyun sürüsünün yanına bırakılmaktadır. Sürüye katılan
ilk koç siyah koyuna giderse kışın sert geçeceğine, ala koyuna giderse iyi geçeceğine inanılmaktadır.
Saya gezme töreni (çoban bayramı), kuzula-
rın anne karnında canlandığına inanılan günlerde
yapılan törendir (Görsel 210). Doğacak kuzuları ve
baharı karşılamak amacıyla düzenlenen bu tören,
koç katımından yüz gün sonra yapılmaktadır. Koç
katımlarında meydan yerinde toplanıp halaylar çe-
kilmekte ve mâniler söylenmektedir. Bazı yörelerde
köyün çocukları toplanıp içlerinden birini çoban seç-
tikten sonra çobanın yüzü isle boyanmakta, başına
keçeden bir külah geçirilmekte, külahın üstüne de
irili ufaklı çıngıraklar takılmaktadır. Kovulmak iste-
nen kışı sembolize eden çoban ile çoban kılavuzu
yani mâniler ve türküler söyleyen sayacı, ev ev ge-
zerek yiyecek toplamaktadır. Toplanan yiyeceklerin
hep birlikte neşe içinde yenmesi, birlik beraberlik ve Görsel 210: Saya gezme töreni
yardımlaşma gibi duyguları güçlendirmektedir.
Kış yarısı, Anadolu köylerinde kışın yarılanması üzerine düzenlenen eğlencelere verilen genel isimdir. Çetin
kış şartlarının geride kalacağından duyulan sevinci paylaşmak için düzenlenen bu eğlenceler, ocak ayının son
günlerinde yapılmaktadır. Kutlamaların en önemli kısmını seyirlik oyunlar oluşturmaktadır. Ayrıca köy gençleri,
davul zurna eşliğinde bütün evleri dolaşarak bahşiş toplamaktadır. Bahşişler; genellikle bulgur, yarma, yağ ve ka-
vurma gibi hemen her evde bulunan yiyeceklerden oluşmaktadır. Bu yiyeceklerin bir kısmıyla pişirilen yemekler,
hep birlikte yenmektedir. Geri kalan yiyecekler de mümkün olduğunca kimseye göstermeden ihtiyaç sahiplerine
dağıtılmaktadır.
188 TÜRK MÜZİĞİ EĞİTİM KURUMLARI