Page 187 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 187

12. ÜNİTE


             12.ÜNİTE: TÜRK MÜZİĞİ EĞİTİM KURUMLARI



                NELER ÖĞRENİLECEK?
                •  Geleneksel Sohbet Meclislerinin Yapısı
                •  Geleneksel Sohbet Meclislerinin Müzik Eğitimine Katkıları
                •   Mevlevihanelerin Müzik Eğitimi Açısından İşlevi
                •  Enderun Okullarının Müzik Eğitimi Açısından İşlevi
                •  Mehterhanenin Türk Müziğine Etkileri
                •  Türk Müziği Eğitimi Veren Resmî Eğitim Kurumları



                HAZIRLIK ÇALIŞMASI

                   Türk müziği eğitimi veren kurumlar konusundaki bilgilerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.

                12.1. Resmî Olmayan Eğitim Kurumları
                Yüzyıllardır Anadolu topraklarında yaşayan Türkler, kökeni Orta Asya’ya kadar uzanan birtakım ananelerini ya-
             şatarak kuşaktan kuşağa aktarmışlardır. Anadolu’da farklı isimler ve benzer içeriklerle resmiyet kazanmadan süre-
             gelen bu aktarım, halkın gönüllü olarak oluşturduğu eğitim ve kültür kurumları sayesinde devamlılık kazanmıştır.
             Türklere mahsus maddi ve manevi değerlerin ahenkli bir bütünü olan bu eğitim kurumları, zengin ve köklü Türk
             kültürünün özünü yansıtmıştır.
                12.1.1. Geleneksel Sohbet Meclislerinin Yapısı

                Türk insanının kültürel değerlerinin nesilden nesile ulaştırılmasında dinlenme, eğlenme ya da birlik duygusu
             oluşturma gibi ihtiyaçları karşılamak için düzenlenen toplu sohbetler önemli rol oynamıştır. Geleneksel sohbet
             meclisleri (yâren meclisleri), Anadolu’nun farklı şehirlerinde yapılanmış ve sıralı/dönemsel toplanma geleneğini
             koruyarak günümüze kadar ulaşmıştır. Usta-çırak geleneğiyle sistemleşen bu meclisler, Ahilik geleneğinin içeri-
             sinde oluşmuştur.
                BİLGİ NOTU
                  Ahilik, Anadolu’da 13. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar varlık gösteren ve bugünkü Esnaf ve Sanatkârlar Odaları
                Birliğinin karşılığı olan kurumdur. Ahilik geleneğinde gençlere gündüzleri mesleki beceriler kazandırılmış, geceleri de
                sohbet toplantıları ile manevi değerler eğitimi verilmiştir. Aynı zamanda bu kurum, toplumsal yaşamı ve hareketleri
                denetim altında tutma işlevi de görmüştür.


                Geleneksel sohbet meclisleri, eski Türk gelenek görenekleri ile Türk-İslâm düşüncesinin bir araya gelmesinin
             en güzel örneğini temsil etmiştir. Köy odaları, bey konakları, şahıs evleri vb. mekânlarda toplanan bu meclisler,
             bir yandan sivil toplum örgütü görevi üstlenirken diğer taraftan millî kültürün yapı taşı olmuştur. Toplumun hoş
             vakit geçirmesini sağlamanın yanı sıra onu gelenek, görenek, örf, adet, inanç ve müzik kültürü açısından eğitme
             amacı da taşımıştır. Geleneksel sohbet meclislerinin en bilinenleri; sıra gecesi, barana gecesi, yâren sohbetleri ve
             gezektir.
                Genellikle kış aylarında ve belli kurallar çerçevesinde düzenlenen sohbet meclislerinin en önemli yapısal özel-
             liği, belli bir disipline sahip olmasıdır. Bu meclisler, 5 ila 30 kişiden oluşmuş ve üç veya beş lider üye tarafından yö-
             netilmiştir. Bazı bölgelerde saygınlığa ve yaşa göre bazı bölgelerde de yapılan seçime göre belirlenen yöneticiler,
             meclis içi ilişkileri düzenlemek ve toplantıların akışını kontrol etmekle görevlendirilmiştir. Törenlerde sergilenecek
             halk oyunları, oda oyunları ve seyirlik oyunlar için ortamın düzenini sağlamak da yöneticilerin sorumlulukları ara-
             sında sayılmıştır. Yöneticilere farklı yörelerde delikanlı başı, yâren başı, meydancı, köse, oyun babası, oyun ağası,
             oyuncu başı, düğün kâhyası ve oyun kâhyası gibi isimler verilmiştir.
                Geleneksel sohbet meclisleri; yiğitlik, dürüstlük, çalışkanlık, cömertlik ve misafirperverlik değerleri üzerine şe-
             killenmiştir. Temelini İslam ahlakından alan sohbet meclislerinin ortak ve en önemli özelliği “açık ve kapalı” olarak
             bilinen düsturdur. Meclisler, “alın, kalp, kapı açıklığı; el, bel ve dil kapalılığı” düsturu üzerine şekillenmiştir. Bu se-
             bepledir ki bu meclislere katılacak kişilerin belli bir gruba mensup olup olmadığına bakılmamış; sadece dürüst,
             sır saklamasını bilen, iyi ahlaklı kişiler olmasına özen gösterilmiştir. Ayrıca bu meclisler yine aynı düstura istinaden
             yabancı misafirlerin ağırlandığı bir misafir evi olma görevi de üstlenmiştir.




        186   TÜRK MÜZİĞİ EĞİTİM KURUMLARI
   182   183   184   185   186   187   188   189   190   191   192