Page 54 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 54
4. ÜNİTE
4.1.2. Barok Müziğin Karakteristik Özellikleri
Barok Dönem müziği, pek çok yeniliği ve değişikliği de beraberinde getirmiştir. Dönem eserlerinin uzun cüm-
leli, süslü, zaman zaman karmaşık ve ihtişamlı bir anlatım sergilemesi dolgun ve görkemli bir üslubun biçimlen-
mesini kolaylaştırmıştır. Müziksel ifadenin güçlenmesini sağlayan gelişmeler hem Klasik Dönem’in müzik karakte-
rini şekillendirmiş hem de Klasik Dönem’in altyapısını oluşturmuştur.
Barok müziğin hemen her ayrıntısında karşıtlıklar (kontrast) görülmüştür. Bu karşıtlıklar; yürüyüş, ritim, an-
latım ve ses dolgunluğu (sonorite) gibi unsurlarda kolaylıkla hissedilmektedir. Örneğin dönem eserlerinde ses
dolgunluğu elde edebilmek için çalgı topluluğu ikiye bölünmüş ve farklı tınılardan oluşan iki grup karşı karşıya
getirilmiştir. Böylece bir yandan ses dolgunluğu sağlanırken diğer taraftan da çalgı grupları arasında zıtlık hissi
oluşturulmuştur.
Barok müzikte bas partisi önem kazanmıştır. Sürekli bas [basso continuo (baso kontinyu)] uygulaması döne-
min karakteristik özelliklerinden biridir. Bu uygulamada besteci, süslü bir melodiyle üst partiyi ve sade bir armo-
niyle de bas (alt) partiyi yazmış; iç partiler ise yorumcular tarafından doldurulmuştur. Üst ve bas parti arasındaki
kutuplaşma, iç partilerin daha az önemsenmesine neden olmuştur. Bas partisinde lavta, org, klavsen türü con-
tinuo çalgılar tercih edilmiştir ve bu çalgılar bas viola da gamba, viyolonsel, fagot gibi enstrümanlarla beraber
kullanılmıştır. Keman, flüt ve obua gibi tiz çalgılar ise üst partideki melodiyi çalmıştır. Barok müziğin olgunlaştığı
dönemlerde armonik yapının gelişmesi, sürekli bas uygulamasının giderek azalmasına sebep olmuştur.
Barok sanatının ihtişamı müziğe de yansıdığından süslemeler, dönem müziğinde geniş yer tutmuş ve ezgilere
zarafet katarak anlatım gücünü yükseltmiştir. Eserlerde kullanılan süslemeler, dönemin başlarında yorumcunun
icra yeteneğine bırakılarak doğaçlama bir biçimde uygulanmıştır. Sonraları ise süsleme işaretleri müzik yazısına
girmiş ve bu dönemde kullanılan teknikler ile semboller, çağımızda da varlığını sürdüren süslemelerin temelini
oluşturmuştur. Barok Dönem’den günümüze kadar ulaşan bazı süsleme teknikleri ve işaretleri şunlardır:
Mordan: Farklı uygulama biçimleri olan mordanın en yaygın kullanım biçimi, üç sesin hızlı şekilde birbirini
izlemesidir. Ses sıralaması, ana ses-üst ses-ana ses (yukarı mordan) veya ana ses-alt ses-ana ses (aşağı mordan)
şeklinde olabilmektedir (Görsel 47).
Grupetto: Ana ses ile ana sesin üst ve alt derecelerinin sırayla duyurulması ve tekrar ana sese dönülmesidir.
Grupetto, Barok Dönem’in aynı biçimde uygulanan tek süsleme şekli olduğundan dönemin diğer süslemelerine
göre daha kolay anlaşılabilmiştir (Görsel 48).
T
M Ï Ï
& Ï &
Ï Ï Ï . Ï Ï Ï Ï Ï Ï
& &
Görsel 47: Barok Dönem mordan örneği Görsel 48: Barok Dönem grupetto örneği
tril 2
Tril: Ana sesin üst yarım sese ya da üst tam sese birçok defa ve hızlı bir şekilde gidip gelmesidir. Trilin hızı ve ne
kadar süreceği ana sesin uzunluğuyla ve eserin karakteriyle ilgilidir (Görsel 49).
µ
Ï
&
Ï Ï Ï Ï Ï Ï Ï Ï
&
Görsel 49: Barok Dönem tril örneği
Barok Dönem’de müziksel ifade açısından gelişen bir başka olgu ise gürlük (ses düzeyi) değişimleridir. Gürlük
değişimleri, Rönesans Dönemi’nin ikinci yarısından itibaren müziğe girmeye başlamıştır. Ancak müziksel anlatı-
mın pianodan forteye kadar uzanan temel gürlük basamaklarıyla güçlenmesi ve gürlük değişimlerini gösteren
işaretlerin kullanılması ilk defa Barok Dönem’de olmuştur.
Bu dönemde müziksel anlatımı güçlendiren kadans (durgu) ve ritim ögelerinde de gelişme görülmüştür. Rö-
nesans eserlerinde müziğin bitişine yaklaşıldığı hissedilmezken Barok Dönem’de bir kapanış cümlesiyle ve eserin
sonuna gelindiğini vurgulayan kadanslarla müziğin bitişi güçlendirilmiştir. Ayrıca Rönesans Dönemi’ndeki dura-
ğan ritim kalıpları, barok müzikte canlı ve özgür bir yapıya bürünmüştür.
BAROK DÖNEM VE MÜZİK 53
© ©
©