Page 124 - TÜRK İSLAM MUSİKİSİ 12
P. 124
Edebiyat özellikle de şiir, Mevlevi geleneğinin önemli bir
bileşeni olmuş ve İstanbul Mevlevihanelerinde yetişmiş birçok
şair bu geleneği devam ettirmiştir. Şeyhülislam Bahai, Cevri,
Şeyhülislam Yahya, Fasih Ahmed Dede, Neşati Ahmed Dede,
Müneccimbaşı Ahmed Dede, Nayi Osman Dede, Receb Enis
Dede, Nefi, Naili, Nedim, Sakıb Mustafa Dede, III. Selim ve
Şeyh Galib gibi Osmanlı şiirinin önde gelen isimleri Mevleviha-
ne geleneği içinde yetişmiştir. Ayrıca toplumun farklı kesimle-
rinden pek çok isim Mevlevihanelerde şiir zevkini ve ilhamını
bulmuştur. Esrar Dede, Hasan Nazif Dede, Hâlet Efendi, Şe-
ref Hanım, Leyla Hanım, Ziver Paşa, Nazım Paşa gibi isimler
Mevlevi çevrelerinde sanat ve şiir alanlarında eğitim görmüş
ve ilham bulmuştur (Görsel 4.10). Mevlevilik İslam dünyasın-
da önemli bir kültürel ve manevi etki bırakmış, aynı zamanda
dünya genelinde saygı gören bir mistik geleneğe dönüşmüştür.
Görsel 4.10
Şeref Hanım'a ait şiir nüshası
OKUMA METNİ
Mevlana, tam adıyla Mevlana Celaleddin Muhammed Rumi,
30 Eylül 1207'de Belh şehrinde doğmuştur (Görsel 4.11). Babası
Sultanü'l-Ulema Bahaeddin Veled önemli bir İslam alimi ve muta-
savvıftır. Ailesiyle birlikte Belh'den Anadolu'ya göç etmiş ve uzun
bir yolculuktan sonra 1229 yılında Konya'ya yerleşmiştir. Mevlana
ilk eğitimini babası Bahaeddin Veled'den almıştır. Daha sonra dö-
nemin önemli alimlerinden fıkıh, tefsir, hadis, Arap dili ve edebiya-
tı gibi ilimleri öğrenerek tahsilini sürdürmüştür. Ayrıca tasavvufi
bilgi ve hikmeti Muhyiddin İbnülarabi gibi büyük mutasavvıflar-
dan edinmiştir. Babasının vefatının ardından Konya'daki medre-
selerde talebe yetiştirme görevini üstlenmiştir. Genç yaşlarda Kon-
ya’da dersler verdiği dönemde ilim ve irfana yönelen Celaleddin,
Allah’a duyduğu sevgi ve muhabbet nedeniyle Mevlana ismiyle
anılmaya başlanmıştır. "Rumi" ismi ise Anadolu'nun vilayeti olan
Görsel 4.11 Konya'da yaşaması ve türbesinin burada olması sebebiyle, Rum
Mevlana Celaleddin Rumi Diyarı olarak bilinen Anadolulu anlamına geldiği için verilmiştir.
(Temsilî) Mevlana'nın 1244 yılında Şems Tebrizi ile karşılaşması haya-
tının dönüm noktası olmuştur. Mevlana'nın hayatında derin bir
dönüşüme neden olan bu karşılaşma onun içsel dünyasını derinlemesine etkilemiştir. Şems Tebri-
zi'nin varlığı, Mevlana'yı ilâhi aşkla yanıp tutuşturmuş; klasik tasavvufun ötesinde bir yolculuğa
çıkarmıştır. Bu dönemde Mevlana zikirlerle, sema törenleriyle ve şiirleriyle içsel bir aydınlanma
yaşamış; özellikle "Mesnevi" adlı eserini bu süreçte kaleme almıştır.
122

