Page 127 - TÜRK İSLAM MUSİKİSİ 12
P. 127
bükerek başını yana yatırması teslimiyetinin göstergesidir. Hakikat
yolculuğu aşamalar hâlinde gerçekleşir. Semazenler musiki eşliğin-
de dört selamda, dört farklı renkle benliklerine kavuşurlar (Görsel
4.15).
I. Selam, kişinin bilgiyle hakikate doğarak yaradanını
ve kendi kulluğunu idrak etmesidir.
II. Selam, yaratılışımızdaki bütünlüğü ve düzeni id-
rak ederek Allah’ın yüceliğine ve gücüne hayran olmayı
simgelemektedir.
III. Selam, tutkunun ve gönül borcunun ilahi aşka
dönüşerek zihnin bu aşk için feda edilmesini ifade et-
mektedir. Bu mertebe benliğin tamamen teslim olmasını,
Hakk’a kavuşmayı ve bu ilahi aşkta yok olmayı simgele-
mektedir. Görsel 4.15
IV. Selama gelindiğinde kişi hakikat yolculuğunu bitirerek yaz- Mevlevi ayininde selamlama
gısını kabul eder, evrendeki görevine ve kulluğuna geri döner. Dör-
düncü selamda semaya postnişin ve semazenbaşı katılır. Mavi, sarı
ve kırmızı renkleriyle nefis terbiyesini tamamlayan semazen, tüm
renklere bürünerek siyaha döner ve dördüncü selamda semasını ta-
mamlar.
BİLGİ KUTUCUĞU
Veled devrinde Dede Efendi ve mukabeleye iştirak eden canların postlarından inmeleri; insa-
nın bulunduğu yerde sabit kalmaması gerektiği devamlı bir gelişme, öğrenme çabası içinde olması
gerektiği anlamına gelmektedir.
Ney taksiminden sonra dervişlerin ellerini yere vurarak ve sessizce “Allah” diyerek ayağa kalk-
malarına “Darb-ı Celâl” denilmiştir. Semazenlerin, üflenen ruhu hissedercesine ayağa kalkmalarıyla
Allah’ı (cc) bilmek üzere dünya âlemine geliş evresi böylece canlandırılmış olur.
Dervişlerin kırmızı post önünde birbirlerine mukabelede bulunmaları ve kaşlarının arasına
bakmaları, tüm güzelliklerin insanın cemalinde mevcut olduğuna işarettir.
Semazenlerin giymiş oldukları külaha sikke denir. Nasıl ki bir hükümdar kendi adına sikke
bastırdığında bağımsızlığını ilan etmiş oluyorsa, dervişler de sikkelerini başlarında taşıyarak hür
olduklarını, nefislerinin istek ve arzularına göre yaşamadıklarını göstermek istemişlerdir.
Semâya geçmeden Devr-i Veledi’nin yapılması; ilmi öğrenmenin zahiri kısmının tamam oldu-
ğuna işaret eder. İlme’l-yakin olarak talim ettiklerini görme zamanı gelmiştir, bunun için Hakk’a
kanat açması gerekir ve semâ başlar. Semazenler her bir çarkta İsm-i Celâl zikrini sürer, yani sessiz
bir şekilde “Allah (cc)” der.
"Sema mukabelesinin başında Mevlevi şeyhi ya da postnişinin bulunması gerekir. Günümüz-
de şeyhlik makamı olmadığı için de semayı postnişin yönetir. Yani postnişin Hazreti Mevlana'nın
makamıdır ve bu görevi de temsilen o üstlenir. Postnişinin oturduğu postun kırmızı olması da
kamilliği temsil etmektedir. Mevlana, güneşin battığı bir akşam kızıllığında vefat ettiği için bu
rengi almıştır."
Kaynakça: İstanbul Kültür Bakanlığı İrfan Meydan Meşkleri Topluluğu
125

