Page 81 - TÜRK MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 81
2. ÜNİTE
2.5.2. Klasik Batı Müziğinin Türk Müziğine Etkisi
Osmanlı’nın son dönemlerinde askerî, siyasi ve sosyal yaşamdaki değişim, müziğe de yansıyarak etkilerini
göstermiştir. Batı kültür ve medeniyetini örnek alarak yaşanan bu değişim hareketi, Türk müziğinin saraydaki
konumu ve işlevini zaman içerisinde değiştirmiştir. Yapılan sanatsal faaliyetlerde opera, tiyatro ve orkestraların
sayıları artmış, geleneksel fasıl icraları seyrekleşmiştir. Solo icralar ise korolara oranla daha çok izleyici bulmuştur.
Saray içindeki birçok besteci klasik Batı müziğinden etkilenmiştir. Batı’nın vals ritmiyle Türk müziği eserlerinin
bestelenebileceğini kanıtlamak isteyen Hamamizâde İsmail Dede Efendi’nin 3/4’lük vals ritmindeki “Yine Bir Gül-
nihâl” adlı şarkısı bu duruma önemli bir örnektir.
Klasik Batı müziği etkisi, makam müziğini seven, dinleyen ve hatta bu alanda besteler veren III. Selim ve II.
Mahmut’tan sonra özellikle Sultan Abdülmecit zamanında daha çok hissedilmiştir. Abdülmecit Dönemi’nde sa-
rayda sadece Batı müziğine yer verilmiştir. Abdülmecit için marş besteleyen Fransz Litsz (Frans Lis) gibi birçok
ünlü müzisyen konser için saraya davet edilmiştir.
Türk müziği Cumhuriyet öncesinde yüz
yıla yakın bir süre devlet desteğinden kısmen
mahrum kalmıştır. Türk müziğinde gelenek-
sel olan büyük form ve usullerin kullanımı
azalmıştır. Geleneksel müzik anlayışını be-
nimseyen müzisyen, besteci, çalgı icracıları
ve halkın ilgisiyle Türk müziği 20. yüzyıla ta-
şınmış ve devamlılığını sağlamıştır.
Osmanlı sarayında etkisini artıran Batı
müziğinin saray dışındaki etkisi 19. yüzyılın
ilk çeyreğinde başlamıştır. Batı müziğinin yo-
ğun bir şekilde kullanıldığı tiyatrolar zaman-
la etki alanı genişlemiştir. Beyoğlu semtinde
açılan Naum Tiyatrosu (Görsel 2.50), Gedik Görsel 2.50: Naum Tiyatrosu illüstrasyonu
Paşa Tiyatrosu (Osmanlı Tiyatrosu), Yıldız Sa-
rayı Tiyatrosu ve Fransız Tiyatrosunda opera ve operetler sergilenmiştir. 19. yüzyılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde
İstanbul dışında İzmir ve Selanik gibi şehirlerde de opera gösterileri yapılmıştır. Gedik Paşa Tiyatrosunun yönetici-
si olan Güllü Agop, halkın ilgisini daha çok çekmek
amacıyla Fransız operetlerini Türkçe’ye çevirterek
oynatmaya başlamıştır. Bu yöntem, belli bir kesim-
de ilgi oluştursa da genele yayılmamıştır.
Beyoğlu’nda bulunan tiyatro, balo ve eğlen-
ce mekânları, yabancı devletlerin elçilik ve kül-
tür merkezleri Batı müziği etkinlikleri için önemli
mekânlar olmuştur. Etkinliklerin yapılabilmesi için
tüm kapalı ve açık mekânlar değerlendirilmiş, bu
etkinlikler konser ve operalardan oluşmuştur.
Batı müziği bu dönemde zengin şehir halkı ara-
sında daha da yaygınlaşmıştır. Batı müziğinin te-
mel çalgısı olan piyanoya özel bir ilgi oluşmuştur.
Evlerde bulunan piyanoların sayısı artmış, özellikle
kız çocuklarına piyano dersi aldırılması geleneği
hızla yayılmıştır. Batı müziğinin etkisiyle gelişen
müzik piyasasında piyano satıcılarına, akortçulara
ve gramofon mağazalarına daha sık rastlanır ol-
muştur. Gramofonun gündelik hayata girmesiyle
müziğin etki alanı genişlemiştir. (Görsel 2.51). Batı
müziği çalgılarının eğitim metotları da bu dönem-
de yayınlanmaya başlamıştır. Görsel 2.51: Kahvehanede gramofon
80 TÜRK MÜZİĞİNDE DÖNEMLER