Page 34 - TÜRK MÜZİĞİ TEORİ VE UYGULAMASI 9
P. 34
Türk Halk Müziği
Halkın duygu ve düşüncelerini, sevinç ve acılarını, toplumsal olaylarını, sade fakat içten gelen ezgi-
lerle anlatan ve halkın ortak yaratma gücünün ürünü olan bir müzik türüdür.
Ana yurt Orta Asya’dan ve Türk milletinin yayıldığı geniş coğrafyadan izler taşıyan halk müziği,
sazlarda ve söyleyişlerde zamanla meydana gelen çeşitleme ve değişikliklere rağmen özgünlüğünü ve
temel özelliklerini koruyabilmiştir. Doğaçlama ve yaratıcılığa dayanması, sözlerinin Türkçe olması
Türk halk müziğinin ana niteliklerindendir. Kahramanlık destanları, yarı efsane halk hikâyeleri, aşk
öyküleri, çekilen sıkıntılar ve toplumsal özlemler yansıtılır.
2. ETKİNLİK
Muharrem Ertaş’tan alınan Kırşehir yöresine ait Başımda Altın Tacım isimli türküyü dinleyiniz.
Dinî Müzik
Türk dinî müziği yüzyıllar boyu yaşanan İslami hayatın sonucu ola-
rak ortaya çıkmıştır. Kur’an-ı Kerim prensipleri, Hazreti Peygamber
ve ashabının uygulamaları yanında tasavvufun ortaya çıkışıyla Türk-
lerde dinî hayat oluşmuştur. Bu hayatın sonucu olarak camilerde tek-
kelerde, muhtelif tarikat toplantılarında yapılan ibadetler ve zikirler
esnasında icra edilen müzik dinî müziği oluşturmuştur.
Dinî müzik, kullanım amacına göre şer’i müzik ve tasavvuf müziği,
seslendirildiği yere göre de cami müziği ve tekke müziği olarak sı-
nıflandırılır (Görsel 2.3).
Görsel 2.3: Semazenler
3. ETKİNLİK
Servet-i Ser-bülendimiz isimli segâh ilahiyi dinleyiniz.
Askerî Müzik
Türk devlet geleneğinde askerî müziğin izleri milattan önce 200’lü yıllarda Hun İmparatorluğu’nun
kurulmasıyla görülür. Boru, kös, davul, zil, bayrak ve sancaklardan oluşan tuğ takımları; devletin
egemenlik sembolü olmasının yanı sıra savaşlarda askeri cesaretlendirmek ve düşmanı korkutmak
için kullanılmıştır. Türklerin İslamiyet’i benimsemesinin ardından tabıl takımı olarak adlandırılan
askerî müzik toplulukları o dönemde günün belirli vakitlerinde nevbet vurma denilen dinletiler sun-
maya başlamıştır. Selçuklu sultanının 1289 tarihinde Osman Bey’e bir tabıl takımı göndermesiyle
askerî müzik geleneği Osmanlı dönemine taşınmıştır. Zaman içinde mehter adını alan bu takımlar 17.
ve 18. yüzyıllarda Avrupa müziğini etkilemiş ve Avrupa’da mehtere benzeyen bandolar kurulmuştur.
19. yüzyılda bu etki tersine dönmüş ve birçok alanda Avrupa’yı model alan Osmanlı’da 1826 yılında
32 TÜRK MÜZİĞİNE GİRİŞ