Page 37 - TÜRK MÜZİĞİ TEORİ VE UYGULAMASI 9
P. 37
4. Abdülbâki Nâsır Dede(1763-1821)
Hammamizade’nin ney hocalığını yaptığı gibi 2. Mahmut’un huzurunda icra edilen fasıllarda bulun-
muştur. Acem-bûselik ve isfahan makamlarında iki Mevlevi ayini bestelemiş olan Nasır Dede; dilavi,
rühefza, gülruh, dildar ve hisarkürdî adlarında beş makam ile şirin adında 22 vuruşlu bir usul, ayrıca
daha önce Türk musikisinde olmayan bir nota sistemi icat etmiştir. Musiki nazariyatı ile meşgul olan
Nasır Dede, Tedkik ü Tahkik ve Tahririye adlarında iki eser kaleme almış, bunlardan Tedkik ü Tahkik’te
136 makam ve 21 usulü izah etmiştir.
5. Haşim Bey (1815-1868)
Devrinin önde gelen musikişinasları arasında hânendeliğinin yanı sıra özellikle bestekâr ve musiki
hocası olarak tanınmıştır. Bestekârlık gücünü ayin, beste, semai, şarkı ve köçekçe formlarında sekse-
nin üzerindeki eseriyle ortaya koyan Haşim Bey, 66’sı şarkı formunda olan bu eserlerinden bazılarını
zamanın devlet büyüklerine methiye olarak bestelemiştir.
Haşim Bey, aslında bir güfte mecmuası olmakla birlikte bazı nazari bilgilerin de yer aldığı bir musiki
mecmuası düzenlemiştir. Eserin Mecmûa-i Kârhâ ve Nakşhâ ve Şarkiyyât adıyla yapılan ilk neşri
(İstanbul 1269) Sultan Abdülaziz’e sunulmuştur.
6. Rauf Yekta Bey (1871-1935)
Bestekâr, sazende, nazariyatçı olarak tanınan Rauf Yekta Bey, Türk musikisi ses sistemi üzerine araş-
tırmalar yapmıştır. Encyclopedia la Musique (Ansiklopedya la Müzik) için yazdığı Türk musikisi
maddesinde bu sistem hakkında bilgi vermiştir. Yirmi dört perdeli olan bu ses sistemi üzerinden daha
sonra Arel-Ezgi-Uzdilek sistemi oluşturulmuştur.
7. Hüseyin Sadeddin Arel (1880-1955)
Şekerci Cemil Bey’den ut ve Türk müziği, Edgar Manas’tan armoni, füg ve kontrpuan öğrendi. Bes-
teleme (kompozisyon), orkestralama ve çalgılama konularında kendini yetiştirdi. Hüseyin Fahreddin
Dede ile klasik repertuvarı ve eski müzik kuramlarını inceledi. Suphi Ezgi ile birlikte Arel-Ezgi Sis-
temi’ni oluşturdu. Yazıları ve besteleriyle, geleneksel ses sistemi ve makamlara dayalı çok seslilik
geliştirmeye çalıştı. 1943’te beş yıllık bir sözleşmeyle İstanbul Belediye Konservatuvarı müdürlüğü-
ne getirildi. Verdiği derslerde Suphi Ezgi ile birlikte oluşturdukları Türk müziği kuramını öğretti.
1948’de Belediye Konservatuvarındaki görevinden ayrılan Arel, İleri Türk Musikisi Konservatuvarı
Derneğini kurdu. Bu derneğin yayın organı olan Musiki Mecmuası’nda birçok yazısı yayımlandı.
Bu karekodla veya bağlantı ile konunun dijital içeriğine ulaşılabilir.
https://meslekmateryal.eba.gov.tr/cdn/gsl/muzik/TURK_MUZIGI_TEORI_VE_UYGULAMASI_9/3_TMTU_9_2023_KONU2.pdf
8. Suphi Ezgi (1869-1962)
Klasik eserleri Medenî Aziz Efendi ile Zekâi Dede gibi iki güvenilir kaynaktan öğrenen Suphi Ez-
gi’nin, bu eserlerin notaya alınmasında katkısı büyüktür. Hüseyin Sadeddin Arel ile birlikte, çeşitli
kaynaklardan toplanmış olan pek çok saz eseri ve sözlü eserlerde restorasyon çalışmaları yapmıştır.
Suphi Ezgi, Rauf Yekta Bey'in başlatmış olduğu bilimsel araştırmalara, 1913 yılında Hüseyin Saded-
din Arel ile birlikte katıldı. Böylece eski edvâr kitapları ve yazma eserler teker teker incelenerek elden
geçirildi. Bu çalışmalara Ord. Prof. Salih Murad Uzdilek de katılmıştır.
TÜRK MÜZİĞİNE GİRİŞ 35