Page 109 - TİYATRO TARİHİ 9
P. 109

Shakespeare Oyunları Hakkındaki Görüşler
            William Shakespeare’den sonra gelen sanat teorisyenleri, yazar ve düşünürler onun üzerine birçok konuda
            tartışmışlardır. Kimi kuramcılar üç birlik kurallarına uymadığı için onu eleştirirken kimileri de onu tartışmasız bir
            biçimde deha olarak tanımlamışlardır.

            Shakspeare, ölümünden sonra İngiltere’de yeniden ilgi görmüştür. Fransız kuramcılar ise onu hem eleştirmiş
            hem de ona hayranlıklarını dile getirmişlerdir.
            Alman kuramcılar genellikle Shakespeare’i gerçeğe içgüdüsel olarak yaklaşması açısından beğenmişlerdir.
            Shakespeare üzerine Türkiye’den yetişen uzmanlar da onun yazarlığı hakkında görüşler dile getirmişlerdir. Türk
            uzmanlarla birlikte sunulan görüşlerden bazıları şunlardır:

            •    Mîna Urgan: Shakspeare’i İngiliz edebiyatının en büyük yazarı olarak kabul etmiştir. Ölümünden sonra
                neredeyse dört yüz yıldır insan gerçeğini, insan olmanın onurunu anlatmaya çalıştığını belirtmiştir. En
                karmaşık düşünceleri kavramayı, yaşanan dünya ve etraftaki insanlarla olan ilişkilerin en olumlu biçimde
                çözümlenmesini sağladığını savunmuştır. Ona göre Shakespeare’in ölümsüzlüğünün başlıca nedeni,
                Shakespeare’in oyunlarının kuşaktan kuşağa yeniden ele alınışında her ülkenin her kuşağıyla adeta yeniden
                doğuyor olmasıdır.
            •    Ayşegül Yüksel: Shakespeare’in çağdaşları ile kendisinden sonra gelen oyun yazarları arasından sıyrıla-
                rak hep liste başı olmasının nedeninin popüler olanı sunarken de seçkinci duruşunu korumayı bilen bir
                tiyatro insanı olmasına bağlamıştır. Başka bir deyişiyle ona göre Shakespeare hem tiyatro pazarının en sıkı
                esnafı hem de dram sanatının en yüce ozanı olmayı başarmıştır.

            •    Samuel Taylor Coleridge (Samuel Teylır Koleriç): Shakespeare’in oyunlarında karmaşık doğayı
                özümsediğini belirtmiştir. Oyunlarında insanın temel gerçeğine ulaştığı ve gerçeğin çelişkili tarafları
                olduğunu gösterdiğini savunmuştur. Coleridge’e göre Shakspeare, oyunlarında seyircinin düş gücünü
                uyandıran bir yanılsama etkisi yakalamıştır.

            •    William Hazlitt (Vilyım Hezlit): Shakespeare’nin oyun kişileri tasarlamada büyük bir başarı yakaladığını
                ifade etmiştir.

            •    Terry Eagleton (Teri İgıltın): Terry Eagleton’a göre Shakespeare parlak cinas, mecaz ve bilmecemsi
                konuşmalarında toplumsal istikrara duyduğu inancı dile getirmiş ama bu inancı yine bu dil ile tehlikeye
                atmıştır. Shakespeare’in bu iki yönü birbiriyle potansiyel çatışma hâlindedir.

            •    Marie Henri-Beyle Stendhal (Maği Honği Bel Stondel):  Kral Lear ve Hamlet oyunlarında da
                görüldüğü gibi Shakespeare’in bir dizi saçmalıklar yazdığını, Macbeth oyununun ise uygarlaşmamış İngiliz
                dünyasını yansıttığını söylemiştir. Ona göre yine de Shakespeare’in eserlerine hayran olmamak elde
                değildir.

            •    Madame de Staël (Madam dö Stal): Shakespeare’e hayranlığını dile getirmiştir. Bir taraftan onun türler
                ayrımı gözetmeden yazmasını eleştirirken öte yandan tüm zamanlar için geçerli olan beğeni kurallarına
                uyduğunu belirtmiştir. Özellikle tragedyalardaki acı sahnesi yaratımında usta olduğunu savunmuştur.

            •    August Wilhelm Schlegel (Aogıst Wilhelm Şliyegıl): Shakespeare oyunlarını modern dramın en iyi
                örnekleri olarak kabul etmiştir. Bu oyunlarda acıklı ile gülünç olan uyumlu bir biçimde bir araya geldiğini
                ve Shakespeare’in bir kompozisyon yaratma ustası olduğunu söylemiştir.

            •    Friedrich Schlegel (Fğidğih Şliyegıl): Shakespeare’in hayranı olduğunu ifade etmiştir. Ona göre
                Shakespeare romantik dramın temellerini atmıştır. Oyunları yaşamın çeşitliliğini göstermektedir. İnsanı
                çelişki ve karmaşıklığıyla bir bütün olarak ele almıştır. Tragedyalarının arkasında büyük bir felsefi zenginlik
                vardır. Hamlet bunlardan biridir. Bu oyun bir uyumsuzluk tragedyasıdır.

            •    Friedrich Schelling (Fğidğih Şellin): Oyunlarında kişinin yazgısının kendi kaderi olarak ele almasını
                beğendiğini ifade etmiştir. Oyunlarında özel duygulara yer verdiği ve bu oyunlar gerçek hayata daha yakın
                durduğu için Shakespeare’i dahi bir yazar olarak kabul etmiştir.



                                                                                                      107
                                                            TR
                                                              OSU
                                                           A
                                                 RÖNESANS TİYATROSU
                                                 R
                                                  ÖNESANS TİY
   104   105   106   107   108   109   110   111   112   113   114