Page 154 - TİYATRO TARİHİ 9
P. 154

Romantizmin ve bu akımının tiyatroya yansıması olan dram türünün temel felsefeleri ise şunlardır:

          •   Görülen her türlü maddi varlığın altında yüce bir gerçek mevcuttur. Varlıkların her biri bu mutlak yüce
             güç tarafından yaratılmıştır. Bazı düşünürler bu mutlak gücü; tanrı, ruh, idea ve ego gibi adlandırmalarla
             anlatmıştır.
          •   Yaratılmış olan her şey sonsuz gerçekliğin içerisindedir. Bu nedenle her şey bir bütün ve birbirlerinin birer
             parçasıdır. Bu nedenle gerçeklik, sonsuz varoluş bağlamında konu edinilebilir.
          •   Dünya üzerinde yaratılmış olan her şeyin ortak bir kökeni vardır. Bir yaratının doğallığı ne kadar az bozulursa
             o kadar gerçeklik içerir. Bu nedenle romantik yazar; eserinde vahşi doğayı, doğallıklarını kaybetmemiş
             insanı ve kısıtlayıcı toplumsal normlara karşı başkaldırma konularını işlemelidir.
          •   İnsan varlığı ruh ve beden, madde ve mana, sınırlı ve sınırsız gibi ikilemler üzerine kuruludur. Bu ikircikli
             doğası insanı kendi içinde ve kendine karşı bölünmüş bir varlık hâline getirir. Örneğin insan bir taraftan
             bedensel olarak ölümlü bir varlıkken öte taraftan ruhun ölümsüzlüğü temasını yücelterek ideal bir varoluş
             tasarımı yapar. Fiziksel sınırlılığını böyle aşmaya çalışır.
          •   İnsanın bölünmüş benliğini bütüncül kılacak yegâne şey sanattır. Diğer bir deyişle sanat, insanı yeniden bir
             bütün hâline getirebilecek bir cazibeye sahiptir. Çünkü sanatsal bir deneyim yaşayan kişiler, kısa süreliğine
             bu günlük ikilemlerinden kurtulur. Sanatın olanaklı kıldığı anlık duyumsanan gerçekler, romantik akım
             açısından kıymetlidir.
          •   İnsan, sonsuz bir çeşitliliğin içerisinde kendine yer bulmuş bir varlıktır. Bu gerçeğin arka planında muazzam
             bir bütünsellik vardır. Bu bütünselliği kavramak aktif bir hayal gücü becerisi gerektirir. Bu beceri ve deha
             sanatçılarda mevcuttur. Sanatçı bu becerisini kullanarak kendisini dinlemek ve izlemek isteyen insanlara
             yol gösterme yetisine sahiptir.

                                               =   BİLGİ KUTUSU

            Romantizm ilkelerini benimseyerek oyun yazan kimi yazarlar aynı zamanda roman türünde de önemli
            yapıtlar üretmişler ve hem oyun hem de roman yazarı olarak tanınmışlardır. Victor Hugo, Goethe ve
            Schiller bu sanatçılardan bazılarıdır.



                                                C   SIRA SİZDE
            Romantizm ve klasisizmin temel ilkelerini birbirinden ayıran özellikleri tablo hâlinde gösteriniz.



          8.1.2.   Romantik Tiyatro Teorisi

          Alman felsefecilerin düşünceleri üzerine kurulan romantik teori için çeşitli sanatsal kavramlar üretilmiştir.
          Romantik teorinin kavramları ve bu teoride dram türünün özellikleri şunlardır:

          Sanat Kavramının Üstünlüğü: Sanat, tanrısal gerçeğe ulaşmayı sağlayan üstün bir olgudur. Bireysel ahlak
          ile özgür vicdanın güçlendirilmesi için önemli bir araçtır. Sanat eğitici değil insanı ışıtan yönüyle ön plana
          çıkmalıdır.

          Gerçeğin  Özünün  Yansıtılması:  Tiyatro, doğaya benzerliği koruyarak özü yansıtmalıdır.  Yalnızca dış
          gerçeğe benzetmek, taklitçiliğe ve sahteciliğe girmektedir. Yüzeysel benzetmecilikten vazgeçilmelidir. Bunun
          yerine yaşamın ruhuna ışık tutulmalıdır.

          Organik Biçimle Kurgulama: Tiyatro oyunları üç birlik kuralı ile yazılmamalıdır. Böyle yazılırsa oyun kurguları
          zorlama olacak ve inandırıcılığını yitirip mekanikleşecektir. Ayrıca kısıtlayıcı olan bu kurallar, gerçek yaşamda
          olup bitenleri yansıtmamaktadır. Bu nedenle klasik kurallar aşılmalıdır. Organik biçim kavramı bir oyun kurgusu
          içinde hem çeşitliliği hem de tamamlanmışlığı gösterme işine yarayacaktır. Bu kavram, diğer kavramlarla beraber
          yazar tarafından doğru anlaşılıp uygulanırsa romantik dramlar yazılabilir.




        152                                          8. ÜNİTE
   149   150   151   152   153   154   155   156   157   158   159