Page 159 - TİYATRO TARİHİ 9
P. 159

Melodram türünün başlıca özellikleri şunlardır:

            •   Her oyunda kötücül bir karakter vardır. Oyunun esas kızı veya esas oğlu bu kötü karakter tarafından rahatsız
                edilir.
            •   Kötü karakter, oyunun ana karakterlerinin hayatında birtakım dertler yaratır. Ana karakterler, bu dertleri
                başlarından savabilmek için bir dizi zorluklar yaşar.
            •   Erdemli oluşlarıyla seyircinin sevgisini kazanan karakterler, verdikleri büyük çabanın sonucunda mutlu
                sona ulaşırlar. İlahî adaletin tecelli etmesiyle kötü karakter yaptığı kötülüklerin bedelini öder.
            •   Üç perde olarak yazılır.
            •   Dili kullanmada bayağılığa düşme kaygısı güdülür.
            •   Olay örgüsü seyircinin dikkatini sürekli oyunda tutar. Tüm olaylar sahne üzerinde seyircinin gözleri önünde
                canlandırılır.
            •   Oyunlarda kılık değiştirmeler, dolantılar ve tuhaf rastlantılar sıklıkla kullanılır.

            Melodram türü XIX. yüzyıl Fransız romantizminde oluşturulmuş, Fransızlara özgü bir tür olarak ortaya çıkmış
            ve zamanla diğer ülke tiyatrolarına da yayılmıştır. Popüler bir tür olan melodramların romantizm döneminde
            büyük bir seyirci kitlesi oluşmuştur. Melodram türündeki oyunlar neoklasik öğretiden tamamen uzaklaşıldığının
            somut bir göstergesi olmuştur.
                                                 =   BİLGİ KUTUSU

               Melodram, sinema alanında da kullanılan bir terimdir.  Sinemanın en yaygın, gelişmemiş izleyicinin en çok
               tuttuğu; ağlatı ile dramın bozulmuş, karikatürleştirilmiş biçiminden ortaya çıkan türdür.



            Trajikomedya ise özünde tragedyaya özgü acıklı olan ile komedyaya özgü gülünç olanı içinde barındıran
            modern bir tiyatro oyunu türüdür. Olay örgüsü acıklı başlayıp acıklı ilerlerken oyunun sonu komik biter. Bu
            oyunlarda sadece trajik karakterler yer almaz, aynı zamanda komik nitelikleri olan oyun kişileri de yer alır.

                                                   C   SIRA SİZDE

               Dram, melodram ve trajikomedya türlerinin benzer ve farklı yönlerini belirleyiniz.


            Victor Hugo Tiyatrosu
            Victor Hugo,  Cromwell ön sözünde üç birlik kuralındaki zaman ve yer
            birliğinin kaldırılması gerekliliğinden bahsetmiştir (Görsel 8.7). Edebî
            türlerin kesin kurallarla birbirlerinden ayrılmalarının imkânsız olduğu ve
            olayın geçtiği tarihsel mekânın detaylı bir şekilde anlatılması gerektiğini
            savunmuştur. Hernani oyunu, sahnelendiği birkaç gece boyunca romantik-
            lerle gelenekçiler arasında başlayan tartışmalar yarattığı için oyuncuların
            sesi zorlukla algılanabilmiştir.

            Türk  edebiyatında  romantizm,  Namık Kemal’in  Celaleddin Harzemşah
            adlı oyununa yazdığı ön söz ile sanat dünyasına tanıtılmıştır. Bu ön
            sözde Namık Kemal, Victor Hugo‘nun Cromwell’in ön sözünde ifade ettiği
            görüşleri tekrarlamıştır.  Bu  yazı, Türk  edebiyatında  tiyatro  düşüncesinin
            oluşmasında ilk önemli adımdır.

            Hernani, neoklasisizm savunucuları değişmesini istemedikleri birçok
            edebî kuralı göz ardı etmiştir.  Yazar XVII. yüzyıldan beri tragedyalarda
            değişmeyen bir kural olan on ikişer heceli koşuk kullanımında bazı de-
            ğişiklikler yapmıştır. Oyunda tragedyanın ağırbaşlılığına aykırı olduğu   š   Görsel 8.7: Victor Hugo
            düşünülen birçok uygunsuz kelime kullanılmıştır. Zaman ve yer birliği
            bozulmuştur. Seyircinin gözleri önünde ölüm sahnelerine yer verilmiştir.
            Sahnelerin genel atmosferleri çok çabuk değiştirilerek komik olanla ciddi olan bir arada verilmiştir.
            Hugo’ya göre neoklasik sanatın ilgi alanı güzellik ve uyumdur. Romantik sanatın ilgili alanı ise uyumsuzluklar
            üzerine kurulu olan grotesktir. Nihayetinde yazdığı oyunlar melodrama dönüşmüştür.


                                                                                                     157
                                                 TİYATRODA ROMANTİZM
   154   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164