Page 227 - TİYATRO TARİHİ 9
P. 227
13.1.1. Geleneksel Türk Tiyatrosunun Kaynakları
Geleneksel Türk tiyatrosunun kökenlerinde bazı ritüeller bulunmakla beraber zamanla bunların yerini
sosyalleşme ve eğlenme amaçlı formlar almıştır. Başlangıçta bir hikâyeden ibaret olan anlatı ve ritüeller,
yüzyıllar sonra çeşitli geleneksel tiyatro formlarının ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.
13.1.1.1. Hikâye Anlatıcılığı
Bu geleneğin kökleri çok eskilere dayanır. Meddah oyununun kaynakları arasında Orta Asya Türk kültüründeki
ozan ve baksı geleneği vardır. Türklerin Anadolu’ya yerleşmesinden sonra köyden köye dolaşarak erbane
eşliğinde ve şiir diliyle hikâye anlatıcılığı yapan Mezopotamya kültürüne ait dengbejlik geleneğinin izleri de
burada görülür.
Dede Korkut Hikâyeleri, IX. yüzyıldan beri halk vicdanına nüfuz etmiş, ortak İslam medeniyeti kelimeleriyle de
zenginleşen ve her bakımdan işlenmiş bir halk diliyle anlatılmıştır. Halk hikâyeciliği, Anadolu’ya destanlarla
gelen halkın bu destanların çeşitli motiflerini yeni vatanlarının tarihî ve coğrafi koşullarına uydurarak meydana
getirdiği, yeni ve destansı bir hikâye geleneğine dönüşmüştür.
Dede Korkut Hikâyeleri aşk, savaş, yiğitlik konularını içeren 13 hikâyeden oluşur ve anonimdir. XII. yüzyılda
söylenmeye başlamış, XV. yüzyılda yazıya geçirilmiştir. Hikâyelerde hem İslamiyet öncesi hem de İslamiyet’in
izleri görülür. Günümüzde Dede Korkut Hikâyeleri oyun oyun yazarları tarafından konu olarak ele alınmış ve
yönetmenler tarafından sahnelenmiştir (Görsel 13.2).
Görsel 13.2: Deli Dumrul oyunundan bir sahne
Türk halk kültüründe saz şairi olarak bilinen ve bazen de hikâye anlatan sanatçılar yer almıştır. Ayrıca halkın bir
araya geldiği sosyal toplantılarda çeşitli toplumsal hikayeler anlatan, kıssahan (meddah) adı verilen sanatçılar var
olmuştur. Özellikle XVII. yüzyılda taklitli hikâyeleriyle bilinen meddahlar; halkın çeşitli kesimlerine, mesleklere
ve karakterlere mensup kişileri konuşturarak veya Türk topluluğu içindeki Rum, Yahudi, Acem, Arnavut gibi
azınlıklara mensup insanları bozuk Türkçe söyleyişleriyle taklit ederek anlatmışlardır.
Bu dönemde sadece İstanbul’da 80 tanınmış meddah bulunduğu bilinmektedir. İstanbul’da Derviş Mehmet,
Bursa’da Derviş Kâmil, Medhî Mustafa ve Erzurum’da Kandilli Oğlu ünü yayılan meddahlar arasındadır.
= BİLGİ KUTUSU
Osmanlı Sultan’ı IV. Murad’ın nedimi (özel yardımcı) şair Tıflî, yaşadığı devirde meddahlık yapan saray
çalışanıdır.
225
BAŞLANGICINDAN TANZİMAT’A TÜRKİYE’DE TİYATRO