Page 232 - TİYATRO TARİHİ 9
P. 232

Meddah Bölümleri
          Seyirciyi Selamlama: Meddahların çoğu, klasikleşmiş sözlerle ve tekerlemelerle hikâyelerinin açılışını “Haak
          dostum Haak!” diyerek gerçekleştirir.

          Hikâye Anlatma: Meddahlık, hikâye yelpazesi geniş olan ve güldürme unsurlarına yer verilen önemli bir
          türdür. Dinleyende sürekli merak uyandıracak bir şekilde anlatım sağlanır. Anlatım arasına söyleşmeli taklitler,
          kişileştirmeli bölümler yerleştirildiği için dramatik türler arasında gösterilir.
          Kıssadan Hisse Verme: Hikâyeyi bitirirken “Sürçü lisan ettikse affola!” diyerek dinleyenlerden özür diler ve
          oyundan çıkarılacak ana dersi (kıssayı) bildirir. Son olarak bir dahaki sefere anlatacakları hikâyenin adını ve onu
          nerede anlatacağını söyleyerek performansını noktalar.

          Meddah Geleneğini Sürdürenler
          Meddahlığın klasik formuyla yaşatılmasına dönük çabalar XX. yüzyılın ortalarına kadar sürmüştür. Kayıtlarda
          isimleri geçen meddah ustaları arasında Manisalı Derviş Kamilî, Pertevî Ahmed Çelebi, İstanbullu Hamdi, Aşkî,
          Sururi, Küçük Ali, Meddah Tahsin yer almaktadır.
          Münir Özkul, Gazanfer Özcan, Erol Günaydın, Levent Kırca gibi isimler de meddahlık geleneğini televizyonlu
          yıllara taşımıştır.

                                                   MERAKLISINA

            Yandaki karekodu kullanarak  Zaman Zaman İçinde (Meddah)  adlı içerikten bir kesit
            izleyebilirsiniz.



                                                C   SIRA SİZDE

            Meddahlık  geleneği ile  günümüz  stand-up  (stendap)  gösterileri  arasındaki  benzer  ve farklı  özellikleri
            belirleyiniz.



          13.1.2.3.   Kukla

          Kukla oyunları, Anadolu’da köylerde oynanan seyirlik oyunlardandır. Hastaları iyileştirmek ve yağmur yağdırmak
          için kukla bebekler kullanıldığı da görülmüştür.

          Ülkemizde yüzyıllar boyunca çeşitli kuklalar oynatılmıştır. Yakın dönemlerde ise iskemle kuklası, el kuklası ve
          ipli kukla olmak üzere üç çeşit kukla oyunu oynatılmaktadır.

          İskemle Kuklası:  Göğüslerinden yatay biçimde bir ip geçen bu kuklalar,
          aşağıdan ipleri çekilerek, sıçratılıp  dans ettirilir. Gayda ve  benzeri çalgılar
          oyuna eşlik eder.

          El Kuklası: Başları ve kolları mukavva veya tahtadan, gövdeleri bezdendir.
          Kuklacı, elini kuklanın giysilerinden içeri sokar. İşaret parmağıyla başı, orta ve
          başparmaklarıyla da kolları oynatır.

          İpli Kukla: İpler kuklanın uzuvlarına bağlıdır. Kukla oynatıcısı bu ipler
          aracılığıyla kuklayı oynatır.

          Kukla kişilerinin özellikleri, Karagöz ve orta oyunundaki gibi keskin çizgilerle
          belirtilmemiştir. Kukla metinleri incelendiğinde iki birincil kişiye rastlanır. Bunlar,
          İbiş ve ihtiyardır. İbiş her zaman uşaktır, efendisine sadıktır (Görsel 13.7). İhtiyar
          ise varlıklı bir kişidir. İbiş kurnaz ve hazır cevaptır. Söylenilenlerin birçoğunu
          yanlış anlar, kaba bir dil ve çift anlamlı deyimler kullanır. İhtiyar ise daha   š   Görsel 13.7: İbiş
          akıllıdır ve beyefendi bir kişiliğe sahiptir.

        230                                          13. ÜNİTE
   227   228   229   230   231   232   233   234   235   236   237