Page 243 - TİYATRO TARİHİ 9
P. 243
= BİLGİ KUTUSU
Nezaketi ve maharetiyle tanınan III. Selim, şair ve sanatkâr bir kişiliğe sahiptir. İlhamî mahlası kullanarak
şiirler yazmış ve besteler yapmıştır. Besteleri klasik Türk müziğinde önemli bir yere sahiptir. Sûz-i Dilara
makamını icat etmiştir.
METİN ANLAMA VE YORUMLAMA
İLK YANSIMALAR
……………………………………..
Fransız İhtilali’nden sonra Osmanlı İmparatorluğu’na giren Batılı fikirler üç kavram çerçe-
vesinde özetlenmektedir: Hürriyet, eşitlik, milliyet.
Hürriyet sözcüğü, 1850’lerden önce Arapçada ve dolayısıyla Türk kültüründe, esirliğin karşıtını
ifade eden, esas itibariyle hukuki bir deyim olarak kullanılmaktadır. XIX. yüzyılda Avrupa
kaynaklı yeni siyasî anlamını kazanmış, hem iç despotizme hem de dış emperyalizme karşı
mücadelenin savaş narası olmuştur. Geçirdiği evrimden sonra hürriyet, anayasaları, temsilî
hükümeti ve hukukun egemenliğini de içine alan zengin bir kavrama dönüşmüştür. Daha
önce hiç olmadığı sosyal ve siyasal hayatın içinde kendisine bir yer bulmuş ve giderek etrafını
genişletmiştir.
…………………………………………
Ali Budak, Batılılaşma ve Türk Edebiyatı
Aşağıdaki soruları metinden hareketle cevaplayınız.
1. Hürriyet, eşitlik ve milliyet kavramları toplumsal hayatı nasıl etkilemiştir?
2. Anayasal düzenlemelerin toplumdaki sanat hayatına etkileri neler olabilir?
3. Bu dönemde yaşanan toplumsal değişimler tiyatroyu hangi açılardan etkilemiştir?
Q ARAŞTIRINIZ
Tanzimat Dönemi’nde sosyal alanda ve hukuk alanında yaşanan gelişmeler nelerdir?
14.1.1. Tanzimat ve Birinci Meşrutiyet Dönemi Tiyatrosunun Genel Özellikleri
Batı dünyası XIX. yüzyılın ikinci yarısında bilim ve teknikte yaşanan gelişmeler ile Sanayi Devrimi’nin yarattığı
bireysel ve toplumsal yabancılaşma olgusunu yaşamıştır. Bu arada gerçekçilik ve doğalcılık akımları etkisini
yitirmiş ve sanatta karşı gerçekçi eğilimler ortaya çıkmıştır. XIX. yüzyıl Avrupa’sında bu gelişmeler yaşanırken
Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı’ya giden ilk aydın kuşağı burada büyük tarihsel ve kültürel birikimle
karşılaşmıştır. Bu kuşak önce XVII ve XVIII. yüzyılların Fransa’sını anlama ve öğrenme gayreti göstermiş,
öğrendiklerini günlük yaşamlarında uygulamaya koyulmuştur. Tanzimat Dönemi tiyatrosunu da büyük ölçüde
şekillendirmiş olan Osmanlı’nın aydın kuşağı en çok La Fontaine, Racine, Voltaire, Montesquieu, Rousseau
gibi yazarları okumuş ve onların düşüncelerini benimsemiştir.
241
TANZİMAT’TAN CUMHURİYET’E TÜRKİYE’DE TİYATRO