Page 87 - Konu Özetleri AYT Sosyoloji
P. 87
TOPLUMSAL YAŞAMDA EKONOMİNİN TEMEL ÖGELERİ
c. Bölüşüm (Dağıtım):
Bölüşüm, gelirin bölünmesidir. Ekonomik faaliyet sürecinde üretilen ürün ve bu süreçte kullanılan üretim faktörleri para
cinsinden ifade edilir. Çünkü üretim sürecinde kullanılan üretim faktörleri de parayla alınır. Bu da üretim faktörlerinin üre-
timden aldığı payı yani bölüşümü ortaya çıkarır. Üreticinin sattığı mallara karşılık aldığı paraya satış hasılatı, satın aldığı
üretim faktörlerine ödediği paraya ise üretim maliyeti denir. Üreticinin üretim maliyeti olarak ödediği para üretime katılan
üretim faktörü sahiplerinin gelirini oluşturur. Üretim denilen süreç hem birtakım malları hem de gelirleri meydana getirir.
Bu gelirlerin üretime katılan faktörler arasında bir şekilde ve ölçüde paylaşılması bölüşüm ya da gelirin bölünmesi olarak
ifade edilir.
BİLİNÇSİZ TÜKETİMİN BİREYSEL VE TOPLUMSAL ETKİLERİ
Günümüzde tüketim, bir bireyin ihtiyaçlarını karşılaması için çeşitli kaynakları tüketmesinin ötesinde anlamlar kazanmıştır.
Kimi sosyologlarca günümüz toplumlarının belirgin özelliklerinden biri bireylerin tüketmeye yönelik bilinçsiz istekleridir. Bu
da günümüz toplumlarının tüketim toplumu olarak adlandırılmasına yol açmıştır.
MEDYANIN VE REKLAMLARIN TÜKETİM ALIŞLANLIKLARINA ETKİSİ
Günümüzde tüketiciler için medya ve reklam büyük öneme sahiptir. İnsanlar ihtiyaçlarını önemli düzeyde medyaya ve
reklamlara göre belirlemektedir.
Reklam faaliyetlerinin bireyler üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri önemli tartışma konularıdır. Reklamı savunmak adına
ileri sürülen görüşlerden biri, reklamın ekonominin önemli bir parçası olduğu görüşüdür. Bu görüşe göre reklamın temel iş-
levi insanları tüketim ürünleri konusunda bilgilendirmek ve ürünlerin satılmasını teşvik etmektir. Reklama eleştirel gözlerle
bakanlarca günümüzde insanın bir “illüzyonlar dönemi” yaşadığı iddia edilmektedir.
EKONOMİYE SOSYOLOJİK BAKIŞ
Sosyolojik bakış; ekonomik ilişkilerin matematiksel tasarımı, kâr-zarar hesaplamaları vb. unsurlarına değil toplumsal ya-
pıya, ilişkilere ve değişime etkilerine odaklanır. Toplumsal grup, kurum, değer, norm, etkileşim, cinsiyet farklılığı, küresel-
leşme, kültürel değişim ve toplumsal ağlar öteden beri sosyolojinin ilgi alanının odağını oluşturmuştur. Yakın dönemde ise
ekonomi sosyolojisi ya da iktisat sosyolojisi sıkça kullanılır hâle gelmiştir.
Tüm toplumsal ilişkilerde olduğu gibi ekonomik ilişkilerde de çözümlenmesi gereken birtakım sorunlar mevcuttur. Klasik
ekonomi kuramları bu sorunların tespitinde ve çözümünde yetersiz kalmaktadır. Sosyolojik bakışla geliştirilen yaklaşımlar
daha bütünsel ve çözüm noktasında işlevsel olabilmektedir. Çünkü ekonomi biliminin çıkış noktası bireyken sosyolojinin
çıkış noktası toplumdur. Örneğin ekonomik ilişkilerin sebep olduğu yetersiz istihdam sorunu sadece ekonomik planlamayla
ilgili değil toplumsal boyutu da olan bir olgudur. Eksik istihdam aile içi ilişkilerden göçe, kültürel yozlaşmadan toplumsal
çözülmeye kadar pek çok toplumsal meseleyi de içinde barındırır. Bunların analizi ve sorunlara çözüm yollarının geliştiril-
mesi sosyolojik çalışmalarla olanaklıdır.
Metanın üretimi, tüketimi, yeniden üretimi, tüketimin küreselleşmesi, toplumların giderek tüketim toplumuna dönüşmesi
büyük toplumsal sorunlardır. Tüketimin küreselleşmesi toplumsal bütünleşmeyi sağlar mı? Tüketim toplumunun hazza
dayalı ilişkileri nasıl bir ahlaki yapı doğurur? Bu ve benzeri sorular ekonominin değil sosyolojinin sorularıdır. Klasik eko-
nomik yaklaşımlar; arz talep dengesini ele alırken bireylerin ihtiyaçları, zevkleri ve malın fiyatı, azlığı gibi unsurlara göre
değerlendirmeler yapar.
Oysa sosyolojik bakış açısı, olguların tarihsel süreçte nasıl şekillendiği, bu olguların toplumsal grup ve kurumlara nasıl etki
ettiği gibi konuları ele alır. Örneğin bireyin yaşadığı yerleşim biriminin, içinde yetiştiği aile yapısının, mesleğinin, toplumsal
değerlerin, bireyin rol beklentilerinin vb. faktörlerin ekonomik tercihlerine etkisini hesaplamaya odaklanır. Klasik ekonomi
kuramlarının bahsettiği homoekonomikus (ekonomik insan), matematik formüllerin içine hapsolan üretim tüketim sayı-
larından ibaret nicel bir varlıktır. Oysa sosyolojik yaklaşımın ele aldığı insan; cinsiyeti, yaşı, ilişkileri, değerleri, zevkleri,
ailesi olan toplumsal bir gerçekliktir. Bu bakış açısına göre ekonomik değer ve fiyatlar toplumsal ilişkiler içinde belirlenen
kavramlardır.
SOSYOLOJİ - AYT MEBİ KONU ÖZETLERİ 87