Page 161 - Konu Özetleri AYT Türk Dili ve Edebiyatı
P. 161
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK TİYATROSU 2
ABSÜRT TİYATRO
• Hayatın anlamsızlığı, yabancılaşma, iletişimsizlik, umarsızlık, dünyanın korku ve kaygılar yüklü güvensiz oluşu,
toplumsal-politik sorunlar absürt tiyatronun temalarıdır.
• Geleneksel tiyatronun olay örgüsünde yer alan serim-düğüm-çözüm gibi unsurlar absürt oyunların olay örgülerinde
ya yer almazlar ya da mantıksal bir dizgeye oturtulmazlar.
• Geleneksel tiyatronun kahraman imgesine karşın absürt oyun kişileri herhangi bir eyleme başvurmazlar ve içinde
bulundukları durumdan kurtulmak için herhangi bir arayışa girmezler.
• İnsanın çevresine ve kendisine yabancılaşması, kişiliğinin yitirilmesi; yalnızlık, umarsızlık, korku, kaygı gibi
duyguların boyunduruğu altında olması absürt oyun kişilerinin temel davranış özellikleridir.
• Geleneksel söylem biçimlerindeki mantıklı bir dizgeye oturtulan diyaloglar ve konuşma örgüsü, absürt tiyatroda
yerini parçalanmış, anlam üreten değil, anlamsızlığı yansıtan bir yapıya bırakmıştır.
• Gerçeküstücü, düşsel biçimler, uyumsuz seslerle seyirciyi tedirgin ederek aslolan gerçeği anımsatarak seyirciyi
rahatsız etmeyi amaçlar.
• Absürt tiyatronun Türk edebiyatında en bilinen örneği Güngör Dilmen’in Canlı Maymun Lokantası eseridir.
EPİK TİYATRO
• Toplumsal ve politik konuları ele alan, seyircinin bu konular üzerinde düşünüp fikir yürütmesini, yargıya varmasını
sağlayan bilgilendirici, eleştirel-gerçekçi bir tiyatro anlayışıdır.
• Bertolt Brecht’in ortaya koyduğu epik tiyatro anlayışı Almanya’da 1930’lu yıllarda görülmeye başlanmıştır. Türk
tiyatrosunda ise 1960’larda etkisini göstermiştir.
• Epik tiyatroda sahnedekinin bir oyun olduğunu seyirciye hatırlatmak, izleyiciyi gözlemci yaparak onu etkin
konuma sokarak bir yargıya varmak istenir. Bertolt Brecht, “Burası bir tiyatro sahnesi ve sizler de izleyicilersiniz.”
diyerek seyirciyi oyunun dışında tutmuştur.
• İzleyicilerin de sahnede aktarılan sorun üzerine eleştirel bir tavır takınmasını esas amaçtır. Bu yüzden seyircinin,
oyunun akışına kendini kaptırmasının önüne geçmek için yabancılaştırma efekti kullanılır.
• Oyunun her unsurunda ortaya konan yabancılaştırma efektinin en belirgin yansımalarından biri sahnedeki
oyuncunun seyirciye dönerek onunla konuşmasıdır.
• Haldun Taner’in Keşanlı Ali Destanı, Türk tiyatrosundaki ilk epik tiyatrodur.
1950 SONRASI CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK TİYATRO YAZARLARI
Haldun Taner (1915-1986)
Tiyatro: Günün Adamı, Dışardakiler, Ve Değirmen Dönerdi, Fazilet Eczanesi, Keşanlı Ali Destanı, Gözlerimi Kaparım
Vazifemi Yaparım, Eşeğin Gölgesi, Zilli Zarife, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı ve Ayışığında Şamata, Vatan Kurtaran
Şaban, Bu Şehr-İstanbul ki
Hikâye: Yaşasın Demokrasi Tuş, Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu, Ayışığında “Çalışkur”, On İkiye Bir Var, Konçinalar,
Sancho’nun Sabah Yürüyüşü, Kızıl Saçlı Amazon
Orhan Asena (1922-2001)
Tiyatro: Korku, Tanrılar ve İnsanlar, Hürrem Sultan, Kocaoğlan, Tohum ve Toprak/Alemdar Paşa, Gecenin Sonu, Fadik
Kız, Simavnalı Şeyh Bedrettin, Atçalı Kel Mehmet, Karagöz Emekli, Şili’de Av, Ölü Kentin Nabzı, Ölümü Yaşamak/Ya
Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe
Refik Erduran (1928-2017)
Tiyatro: Karayar Köprüsü, Ayı Masalı, Bir Kilo Namus, Cengiz Han’ın Bisikleti, Tamirci, Yemenimin Uçları, Bahçemdeki
Ayı
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI - AYT MEBİ KONU ÖZETLERİ 161