Page 182 - Türkçeyi Etkili Kullananlar
P. 182
Etkinlik
2. Ömer Seyfettin’in hikâyelerinden alınan aşağıdaki parçada diyaloglardan bazıları boş
bırakılmıştır. Boş bırakılan kısımları doldurarak hikâyeyi kendi cümlelerinizle tamamlayınız.
Artık pek aşağılarda kalan Kızkulesi’nin üstüne şeffaf kanatlı binlerce perilerin
uçuştuklarını ve gidilse elle tutulabileceklerini açıkça görüyordum. Ansızın omuzuma bir
el dokundu. Döndüm.
“Yahu, nedir bu hâl, bu dalgınlık ne?”
“................................................................................................................................................................”
“Beni tanıyamadın mı?”
“................................................................................................................................................................”
“................................................................................................................................................................”
3. Ömer Seyfettin’in Türkçe ile ilgili düşüncelerinin yer aldığı farklı makalelerinden alınan
aşağıdaki parçaları okuyunuz. Parçalardan hareketle aşağıdaki tabloda yer alan ifadelerden
doğru olanları karşısına tik işareti “√”, yanlış olanları karşısına çarpı işareti “X” yazarak
işaretleyiniz. Yanlış olduğunu düşündüğünüz ifadenin doğru şeklini açıklama sütununa yazınız.
Biz de daha milliyetimizi bilmiyorken hiç İşte bizim tanımadığımız bir şey...
lisana ehemmiyet vermiyorduk. Ve hatta Türklerden kim okumuşsa milletinden,
kendi millî lisanımızı kullanmayı cehalet, halkından ayrılmıştır. Bu hâl bugünün
kabalık, terbiyesizlik sanıyorduk. En büyük meselesi değildir. Eskiden de böyleydi.
bir adamımız bir mektubunda Türkçe Hele şairlerimiz ve ediplerimiz Türk namı
kelimeler yazıp Arabi ve Farsi cümleler sarf altında bir millet olduğunu, “Türkçe” diye
edemediği için af diliyordu. Zihnimizde konuşulan canlı bir lisan bulunduğunu
tuhaf bir “laf ve lügat” mefhumu vardı. akıllarına bile getirmemişlerdir.
Konuştuğumuz ve manasını bildiğimiz (Halk Nedir?)
Türkçe ve Türkçeleşmiş kelimelere
“laf”; kasidelerden, gazellerden, inşa Milliyetimiz nasıl Türklük, vatanımız nasıl
müsveddelerinden, eski edebiyattan Türkiye ise lisanımız da Türkçedir. Türkçe
öğrendiğimiz Arapça, Acemce kelimelere bizim manevi ve mukaddes vatanımızdır.
“lügat” diyorduk. Avam kendi lisanını Bu manevi vatanın istiklali, kuvveti resmî
konuşmayana “Lügat paralıyor.” diyordu. ve millî vatanımızın istiklalinden daha
Ve yazarken alabildiğine lügat paralıyordu. mühimdir. Çünkü vatanını kaybeden
Bu bir marifetti. Bu bir iktidardı. Daha bir millet eğer lisanına ve edebiyatına
milliyetimizi idrak etmeden öyle hâkim kalırsa mahvolmaz, yaşar ve yine
muhterem ve değerli adamlar vardı ki bir gün gelir siyasi istiklalini kazanır,
edebiyatı yalnız Arapça ve Acemce parlak düşmanlarından intikam alır.
terkipler sanıyorlardı.
(Türkçeye Karşı Enderunca)
(Milliyette Lisanın Kıymeti ve Ehemmiyeti)
Türkçeyi yalnız kök itibarıyla Türk
— “Ne vakit doğru yazacağız?” kelimelerinden mürekkep addetmek.
— “Ne vakit söylediğimiz gibi yazarsak... Türkleşmiş, tasarruf edilmiş kelimeleri
Çünkü söylediğimiz lisandan daha doğru, de çıkarıp yerlerine aslen Türkçe tarihî
daha tabii, daha mütekâmil bir Türkçe icat kelimeleri koymak. Hâsılı konuşulmayan
olunamaz.” bir lisan vücuda getirmek!
(Ne Vakit Doğru Yazacağız?) (Yeni Hayat)
180 Türk Dili ve Edebiyatı