Page 95 - BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR TARİHİ 12
P. 95

Osmanlı Dönemi’nde hedef okçuluğu ve menzil atışı      Osmanlılarda her okçu, kendi adına nişan taşı diktirecek bir rekor atışı yapmayı hedeflerdi. Mev-
 olmak üzere iki tür ok atışı yapılırdı. Geleneksel hedef atış-  cut rekorları aşmak için atış yapmak, ok meydanı şeyhi ve pirlerinin iznine bağlıydı. XVI. yüzyıla kadar
 ları, av hayvanlarını ve düşmanı vurmayı amaçlardı. Hedef   rekor atışların sayısı on on ikiyi aşmamıştı. Ancak XIX. yüzyıldan itibaren bu sayı elliye çıkmış, olağanüstü
 olarak içi talaş ya da pamuk çekirdeği doldurulmuş torbalar   atışların kaydedildiği taşların sayısı ise üç yüzü geçmiş ve bu taşları birbirlerinden ayırmak zorlaşmıştı. Bir
 kullanılırdı ve bununla bir okçunun hedefi vurma kabiliyetini   okçu, kendisinden önceki bir rekor atışa ilişkin menzil taşının belirlediği mesafeyi aştığında okunun düş-
 geliştirmesi beklenirdi. Menzil atışlarında ise okun mümkün   tüğü yer hafifçe kazılır ve geçici olarak çakıl taşları ile işaretlenirdi. Yeni menzil taşı altı ay içinde dikilirdi.
 olabilecek en uzak mesafeye atılması amaçlanırdı. Osmanlı   Menzil taşlarının büyük bir bölümü, mermer sütunlar şeklindeydi ve üzerindeki kitabede okçunun adı,
 Devleti’nin pek çok yerinde menzil atışları yapılabilecek alan-  mesleği, atışın yönü ve koşulları, atış mesafesi ve atış tarihi yer alırdı (Görsel 4.14).
 lar vardı. Bu alanlar, hedef atışları için de kullanılmaktaydı.     Sultan, vezir ve devlet erkânının ok atışlarına ait menzil taşları, dönemin dekoratif stiline uygun
    İstanbul’da atış alanı olarak kullanılan ok meydanı,   olarak oluşturulur ve kitabelerin sözleri ünlü şairler tarafından hazırlanırdı.  Bu menzil taşlarının yazıları,
 şehrin fethinden kısa bir süre sonra Sultan II. Mehmed’in emri   hünerli hattatlar tarafından kaleme alınır ve kabiliyetli taş ustaları tarafından işlenirdi. Bu taşlar, sadece
 ile bağımsız bir vakıf olarak tesis edilmişti. Vakfiyesinde bu   birer tarihî belge değil aynı zamanda birer sanat eseri niteliğindeydi. Ancak bu taşların sadece yirmi beş
 atış alanının asker ve siviller tarafından ok atışları için kullanı-  tanesi günümüze kadar kalabilmiş, diğerleri tahrip edilmiş, gömülmüş ya da temel taşı olarak kullanıl-
 labileceği ve sefer öncesinde toplu ibadetlerin yapılabileceği   mıştır. Günümüze kadar ulaşmış menzil taşları ise şunlardır:
 ifade edilmektedir. Ok meydanı; Sultan II.Bayezid Dönemi’n-
 de istimlak edilen yeni arazilerle genişletilmiş, saha temizlen-
 miş ve etrafı kalın bir duvarla çevrilmiştir (Görsel 4.12).
             1.  Mehmed Hafid Efendi
             2.  Bir menzil taşı
             3.  Feyzi Bey
             4.  Üç menzil taşı
 Görsel 4.12: Ok meydanı minyatürü
             5.  Sultan III.Selim
             6.  Bilâl Ağa
             7.  Okmeydanı namazgâhı
             8.  Dergâh
             9.  Hacı Beşir Ağa
            10. Sınır Taşı
            11. Sultan II.Mahmud
            12. Tozkoparan
            13. Sultan II. Mahmud
            14. Şeyh Hamdullah
            15. Mehmed Kethüda
            16. Ahmed Refi
            17. Hacı Beşir Ağa
            18. Sultan IV. Murad
            19. İki menzil taşı












 Görsel 4.13: Çeşme-i Zenân (Karılar Çeşmesi)
    Meydana girişte edeb ve erkana riayet edilir, ferman gereği alana hiçbir hayvan alınmazdı. Pa-
 dişahlar da Okmeydanı ziyaretlerinde, Çeşme-i Zenân mevkiinde atlarından inerler, hürmeten sultan
 sofrasına yaya olarak girerlerdi. Bilindiği üzere abdestsiz yay tutulmaz, ok uçurulmazdı. Bu nedenle ok
 meydanına gitmek isteyenler, Karılar Çeşmesi’nde abdest alıp yine hürmeten ayakkabılarını çıkartıp tek-  Görsel 4.14: Bilâl Ağa Nişan Taşı
 keye doğru yol alırlardı (Görsel 4.13).






 92  OSMANLI DEVLETİ’NDE BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR                                             OSMANLI DEVLETİ’NDE BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR  93
   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100