Page 164 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 164

76        TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10                          Ortaöğretim Genel Müdürlüğü



          2.  İlk örneklerini Fransız yazar Guy de Maupassant (Gay dö Mopasan) yazdığı için olay hikâ-
              yesine, Maupassant tarzı hikâye de denmektedir. Bu hikâyelerde olay örgüsü; kişi, zaman ve
              mekâna bağlı olarak genellikle serim, düğüm, çözüm şeklinde işlenir. Gözlemin önemli olduğu
              bu hikâyelerde olayın geçtiği yer, zaman ve olay kahramanları belli başlı nitelikleriyle serim
              bölümünde betimlenir. Düğüm bölümünde  oluşturulan merak, çözüm bölümünde giderilir.
              Bu bilgiyi göz önünde bulundurarak okuduğunuz metnin, hikâyenin hangi bölümünden alındı-
              ğını gerekçenizle açıklayınız.









          3.
               Uzaktan, birçok ağızdan birden tekrar edilen bir vatan şarkısı… Sonra kalabalık bir ayak sesi.
               Aşağıki köşenin başından yeni gelmiş askerler geçiyor. Bunları ekseriya böyle ezandan sonra, orta-
               lık karardığı vakit geçiriyorlar. Bu şarkı, bu sesler bilâ-ihtiyar herkesi pencereye koşturuyordu.
               Karanlıkta öteden beriden camların açıldığı duyuluyor, fısıltılar işitiliyordu. Sanki herkes karan-
               lıkların sinesinden çıkan bu vatan aşkını daha yakından teneffüs etmek için mukavemeti gayr-ı
               kabil bir arzu hissediyordu.
               Pencerenin önüne mıhlanmış gibiydim. Kafesin arkasından tehâlükle (can atarak) dinliyordum:
               Annem beni yetiştirdi, bu illere yolladı.
               Akseden ayak sesleri tıpkı bir sürü koyunun hızlı yürüyüşünü hatırlatıyordu. Belli ki bunlar mun-
               tazam asker değildiler. Yeni silâh altına alınmış, daha talim görmemiş Mehmetçiklerdi.
                                                                       Hüseyin Cahit YALÇIN, Karanlıkta
              Kelime Dağarcığı:
              bilâ-ihtiyar: Elinde olmayarak, kendiliğinden. gayr-ı kabil: Çözümü olmayan. mukavemet: Dayanırlık, direnç.




           2. Yönerge Yukarıdaki metni göz önünde bulundurarak soruları cevaplandırınız.
                   (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

              a) Servetifünun sanatçıları sosyal konuları işlememişler, eserlerini bireysel konularda yazmışlardır.
                Kahramanlarını halktan değil de genellikle aydın kesimden seçmişlerdir. Konuşma dilinden uzak
                ağır bir dili tercih etmişlerdir. Servetifünun sanat anlayışında eserler veren Hüseyin Cahit, oku-
                duğunuz metinde görüldüğü gibi tema ve dil bakımından Ömer Seyfettin’e benzer bir anlatım
                sergilemektedir. Sizce bunun nedeni ne olabilir?






              b) Siz Ömer Seyfettin ve Hüseyin Cahit ile aynı dönemde yaşamış bir sanatçı olsaydınız hangisinin
                anlayışına yakın eserler verirdiniz? Niçin?













          162
                                                                                    Hazırlayan: Şükriye ŞEN
   159   160   161   162   163   164   165   166   167   168   169