Page 421 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 421
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10 205
5.ÜNİTE > Roman Kazanım A.2.13: Metni yorumlar.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Gençliğin Büyüsü 25 dk.
Amacı Metindeki açık ve örtük iletileri; metinle ilgili tespitlerini, eleştirilerini, güncellemelerini ve beğenisini metne Bireysel
dayanarak, gerekçelendirerek ilgili kazanımlar çerçevesinde ifade edebilmek.
Yönerge Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Dorian Gray’in Portresi
(…)
“Çünkü harika bir şekilde gençsiniz. Bu dünyada elde tutmaya değer tek şey de gençliktir.”
“Bana hiç öyle gelmiyor, Lord Henry.”
(…)
“Sahiden, dopdolu kusursuz olarak yaşamak için yalnızca birkaç yılınız var. Gençliğiniz gidince güzel-
liğiniz de gidecek, o zaman birden göreceksiniz ki artık kazanabileceğiniz zafer kalmamış. Ya da adi
birtakım zaferlerle yetinmek zorunda kalacaksınız ki, geçmişin anıları bu zaferleri yenilgiden de acı
kılacak sizin için. Sonuna yaklaşan her ay, sizi kıskandığı için gül ve zambaklarınıza karşı savaş veriyor.
Zamanla sarı benizli, çökük yanaklı, nursuz gözlü olup çıkacaksınız. Korkunç acı çekeceksiniz…
Ah, gençliğiniz elinizdeyken değerini bilin! Günlerinizin altınlarını sıkıcı kişileri dinleyerek, ciğeri
beş para etmeyenleri adam etmeye çalışarak boşa harcamayın; hayatınızı cahillere, adilere, kabalara
adayarak yazık etmeyin. Yaşayın! İçinizdeki şahane ömrü sürün! Hiçbir şey boşa gitmesin. Her an
yeni heyecanlar arayın. Hiçbir şeyden korkmayın… Yepyeni bir hedonizm: İşte yüzyılımıza gerekli
olan bu. Siz bunun gözle görülür simgesi olabilirsiniz. Şu varlığınızla yapamayacağınız hiçbir şey yok.
Bir mevsimliğine dünya sizin… Sizi görür görmez anladım ki, gerçekten ne olduğunuzdan, gerçek-
te ne olabileceğinizden habersizsiniz. Sizde gönlümü kazanan öyle çok şey vardı ki size sizinle ilgili
bir şeyler söylemek gereğini duydum. Boşa harcanırsanız ne acıklı olur, diye düşündüm. Gençliğiniz
öylesine kısacık sürecek, öyle kısacık. En basit kır çiçekleri de solar, ama sonra gene açarlar. Şu sakız
salkımı gelecek haziranda da tıpkı şimdiki gibi sapsarı olacak. Bir ay içinde şu filbahri dallarında mor
yıldızlar açacak, Tanrı’nın her yılı yapraklarının yeşil gecesinde mor yıldızlar barınacak. Oysa bizim
gençliğimiz bir daha asla geri gelmez. Yirmi yaşındayken nabzımızda vuran sevinç zamanla körelir.
Bacaklarımız tutmaz olur, duyularımız çürür. İğrenç kuklalara dönüşürüz.
(…)
Ah, gençlik! Gençlik! Dünyada gençlikten başka hiç, ama hiçbir şey yoktur!”
Dorian gözlerini açmış şaşkın, dalgın dinliyordu. Elindeki leylak yerdeki çakıl taşlarının üstüne düştü.
Tüylü bir arı geldi bir an leylağın üzerinde vızıldadı. Sonra minik çiçeklerden oluşmuş yıldız tutamı-
nın üzerine tırmandı. Dorian arıyı, önemli şeylerin bizi korkuttuğu, adını koyamadığımız yepyeni bir
duygunun içimizde kıpırdadığı ya da bize dehşet veren bir düşüncenin ansızın beynimizi kuşatarak
bize teslim ol çağrısı yaptığı zamanlarda önemsiz şeylere karşı duymaya çalıştığımız o tuhaf ilgiyle
seyrediyordu. Arının mor bir kahkaha çiçeğinin parlak renkli borazanın içine sokulduğunu gördü.
(…)
Oscar Wilde
419