Page 95 - Türk Dili ve Edebiyatı - 10 | Beceri Temelli
P. 95

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10             44

             2. ÜNİTE > Hikâye  Kazanım A.2.1: Metinde geçen kelime ve kelime gruplarının anlamlarını tespit eder.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi

             Etkinlik İsmi             Kelime ve Kelime Gruplarını Kullanabilme                      25 dk.
             Amacı      Bilinmeyen  kelime ve kelime gruplarının anlamını metinden hareketle bulabilmek. Bu kelime ve kelime             Bireysel
                        gruplarını güncel hayatla ilişkilendirebilmek.
             Gerekli Materyaller: TDK Türkçe Sözlük, Deyimler Sözlüğü


              Yönerge  Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)



                                                    Pandomima
              (...)

              Yazın bir Cuma günü, öğle üzeri bu evden koltuğunda bohçasıyla çıkan bir adam kapısını itina ve dik-
              katle kapadıktan sonra yoluna devam etmeye başladı. Arkadan bakılınca omuzlarıyla belinin genişliği
              aynı ölçüde görünecek kadar şişman olan otuz üç yaşındaki bu adamın, enli fakat pek kısa bacakları,
              üzerindeki yükü bu kaldırımların arasında istediği tarafa götürmekte zorluk çektiği görünüyordu.
              Bu sokaklarda ilerledikçe sükûnet derece derece artarak ta uzaktaki bir mahallenin kaldırımların-
              dan geçen bir arabanın gürültüsü, camları, çerçeveleri kırılmış bir evin iç tarafından bazı çocukların
              ağlaması işitilir, ara sıra esen sıcak bir rüzgârın kaldırdığı keder yüklü tozlar, gündüzün aydınlığını
              lekelerdi.

              Bu uzak mahallelerin tenha sokaklarında düşünceli, mahzun bir halde yoluna devam eden bu adam,
              halkı güldürmek için gidiyordu.

              Evinden çıktıktan yarım saat sonraydı ki ortaçağ mesirelerinden olan Yenibahçe’ye ulaştı. Karşısında,
              o bir avuç toprağı, her yıkılmış taşı harap bir çağ olan duvarların arasında, güya birkaç yüz sene önceki
              baharın yerleştirip sonbaharın bir köşede unuttuğu soluk, baygın çiçeklerden birkaç tane kopardı.
              Yine o duvarların ortalarında semaya doğru açılmış mavi pencerelerinden hızla uçarak girip çıkan
              kırlangıçların, diğer kuşların, başı ucundaki hisarın ta tepesine kanatları dokunacak gibi uçuşan kuş-
              ların, Bizans müziğini andırır seslerini dinledikten sonra orada, o harap kalelerin yanında, o asırların
              görkemli ayakları altında, ince tahtalarla inşa edilmiş ve yıkılmamak için etrafına destekler vurulmuş
              bir binanın önüne geldi.

              Bu binanın kapısının önünde beyaz kâğıda büyük siyah yazıyla şu levha asılmıştı:

                                           Meşhur Paskal’ın Pandomiması
              Burada her cuma ve pazar günleri meşhur Paskal türlü türlü hünerler ve gülünçlü gösteriler sahne-
              ler. Rağbetli müşterilerinin teşviklerini kazanan Paskal, her hafta sahneye yeni yeni oyunlar koya-
              caktır.
              Paskal kendisiydi. Tiyatrosunun kapısından girip bohçasını açarak, hiç değişmeyen oyununa mahsus
              şalvar biçimindeki beyaz pantolonunu, yakası oymalı beyaz saltasını, başına sivri beyaz külahını giy-
              dikten ve bütün yüzünü unlara, kurbağa bakışlı siyah gözlerinin alt kapaklarını kırmızıya boyadıktan
              bir saat sonraydı ki, boş zihinlerle, tasasız gönüllerden çıkıp yükselen kahkaha ve alkış sesleri arasında
              oyununu sahneliyordu.
              (…)
                                                                           Samipaşazade Sezai, Küçük Şeyler







                                                                                                    93
   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100