Page 18 - FELSEFE 11 BECERİ TEMELLİ ETKİNLİK KİTABI
P. 18
6 FELSEFE 11 Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
T: Peki ama Sokrates, ben, doymak T: Hayır, Zeus şahit Sokrates, tam aksine
bilmeyen aç gözlülükleri ile önemsiz ve az asıl sen beni aldatıyorsun. Bilmem nasıl,
değerli, hatta hiç değersiz şeylere karşı öl- münakaşada her şeyi altüst ediyorsun.
çüsüz iştah besleyen ve bunlardan kazanç S: Sözüne dikkat et! İyi ve bilge bir ada-
umanların kazanç düşkünü olduklarını ma itaat etmemekle pek kötü davranmış
demek istiyorum. olurdum.
S: Kaybın karşıtı da kazançtır. T: Kimden, neden bahsediyorsun?
T: Doğru. S: Bu adam hem benim hem de senin
S: O hâlde kazanç bir iyiliktir. hemşerin Philaidoi’li Peisistratos’un en
T: Evet yaşlı, en akıllı oğlu Hipparkhos’tur.
S: Öyleyse sen iyiliği sevenlere kazanç S: Bu münakaşanın neden çıktığını ha-
düşkünü diyorsun. tırlıyor musun?
T: Öyle gibi... T: Hatırlar gibi oluyorum.
S: Bunun, benim için de böyle olup ol- S: Yoksa hatırlatayım; sen bana karşı,
madığını soracak olursan ben de iyilik- namuslu insanların her türlü kazancı
leri sevdiğimi söyleyeceğim ama benden değil, yalnız iyi kazançları elde etmeyi
senden başka, öteki insanların hepsi de kabul ettiklerini ileri sürmüştün, kötü
iyilikleri sever, kötülüklerden nefret etmez kazançları değil.
mi dersin? T: Şüphesiz evet.
T: Öyle görünüyor. S: Halbuki şimdi, münakaşa bizi küçük
S: Kazancı da bir iyilik olarak kabul veya büyük, bütün kazançların iyi oldu-
etmiştik, değil mi? ğunu kabule zorlamadı mı?
T: Evet. T: Gerçekten Sokrates, ben inanmaktan
S: İşte şimdi, bu şekilde bütün insan- ziyade sürüklendim.
lar kazanç düşkünü olarak karşımıza S: Belki sonra inanırsın. Herhâlde hangi
çıkıyorlar fakat önce dediğimize göre hiç durumda olursa olsun, inan yahut inan-
kimse kazanç düşkünü değildi; aldanma- ma, büyük küçük, bütün kazançların iyi
mak için bu iki görüşten hangisini kabul olduğunu kabul ediyorsun.
etmeli? T: Ediyorum.
T: Sokrates, kazanç düşkününün ne S: Bütün namuslu insanların da bütün
olduğunu tam olarak anlamak gerektiğini iyilikleri istediklerini kabul edersin, değil
sanıyorum. O hâlde namuslu insanların mi?
bir kâr çıkarmaya cesaret edemeyeceği T: Ederim.
şeylerden kazanç çıkarmak için bütün S: Fakat namussuz insanların da büyük
gücünü ortaya koyan kimsenin kazanç olsun küçük olsun, kazancı sevdiklerini
düşkünü olduğuna hükmetmek doğru sen söylemiştin.
olur. T: Söylemiştim.
S: Bir kötülüğün karşıtı olunca da kendi- S: O hâlde senin sözüne göre iyi, kötü,
nin bir iyilik olduğunu görmüştük, değil bütün insanlar kazanç düşkünü olacak-
mi? lardır.
T: Gerçekten, bunun üzerinde anlaşmış- T: Öyle görünüyor.
tık. S: Öyleyse kazanç düşkününü ayıplamak
S: Görüyorsun ya önceden anlaşmış ol- doğru değildir. Çünkü ayıplayan da onun
duğumuz şeyin bile bile aksini söylemekle kadar kazanç düşkünüdür.
beni aldatmaya kalkışıyorsun.
Platon “Hipparkhos” adlı eserinden alıntılanmıştır.
16