Page 113 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 113

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11            54

             2. ÜNİTE > Hikâye             Kazanım A.2.12: Metinde edebiyat, sanat ve fikir akımlarının/anlayışlarının yansımalarını değerlendirir.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                 Evrensel Değerler ve Sosyal Hayat                     25 dk.
                       Metnin konusundan hareketle, bağlı olduğu sanat anlayışını ve bunun metindeki yansımalarını tespit ede-
             Amacı                                                                               Bireysel
                       bilmek.
             Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
                                                     Asfalt Yol
             İstasyondan kalkıp vilayet merkezine giden kamyon, iki saat kadar sarstıktan sonra, beni gideceğim
             köye ayrılan yolun başında bıraktı. İki adım bile atacak halim yoktu. Çantamı yanıma koyarak, kenarla-
             rından otlar fırlayan bir taşın üstüne oturdum. Kafamdaki uğultuyu dinlemeye başladım. İçi tozla karı-
             şık ter kokan kamyon dünyanın bu en bozuk yolunda bizi birbirimize vura vura sersem etmişti. Küçük
             çantamı yerden alıp yürümeye başladım. Kendim köylü olduğum ve bizim köylülerimizi iyi tanıdığım
             için içimde yabancı bir yere gidiyorum hissi yoktu. İlk vazifemde muvaffak olacağıma emindim.
             Çocukları toplamak, dersleri yoluna koymak pek güç olmadı. Köylüler kendi dilleriyle konuşanları
             anlamakta gecikmiyorlar. Şimdilik hiçbir şeyden şikâyetçi değilim. Yalnız bir yol meselesi var ki, bunu
             kendime iş edindim ve aylardır uğraşıyorum. İlk geldiğim gün kamyonda canımı çıkaran o yol, meğer
             bütün vilayetin en büyük derdiymiş. Herkes mahsulünü, yolcusunu bunun üzerinden geçirmeye mec-
             bur. Ben, hem bizim köyden, hem de başka köylerden vilayete müracaat ettirdim; yolun yaptırılmasının
             ne kadar lazım olduğunu dilim döndüğü kadar anlattım.
             (…)

             Ara sıra bu işin arkasını bırakacak oluyorum. Fakat akşamları köyde, istasyondan dönen arabaların,
             kağnıların ve zavallı hayvanların halini görünce içim acıyor. Kendi kendime: “Başladığın işi yarıda bı-
             rakma iki gözüm, sana yakışmaz!” diyorum. Ne de uzun muameleleri varmış böyle şeylerin. Vilayet
             konağında bizim istidaların girip çıkmadığı oda kalmadı. Köylüler bile benim bu gayretime şaşıyorlar.
             Onlarda da bu işin sonu çıkacağına dair bir ümit yok.

             Hâlâ bir şey çıkmadı... Galiba bu yolu yapmayacaklar. Köylü de bana yardım etmiyor. İçimde hiç şevk
             kalmadı. İnsana birkaç kelime ile cevap verseler yine neyse, fakat ne evet, ne hayır!.. Sanki bu istidaları
             ses vermez bir derin kuyuya atmışız...
             (…)
             Bizim iş birdenbire canlandı. Geçenlerde şehre büyüklerimizden biri gelmiş. Otomobili ne kadar rahat
             da olsa bu yol yine kendini hissettirmiş olacak ki, bir laf arasında valiye bundan bahsetmiş, vali de
             hemen atılarak: “İlk düşündüğümüz şeylerden biri de budur, hemen bu sene yaptırmak istiyoruz, pro-
             jeleri hazırlanıyor. Hatta asfalt yaptırmayı bile düşünüyoruz… Acaba bu yol asfalt olsa şehrimizi sık sık
             şereflendirir misiniz?” demiş. O büyük zat da: “Gelirim tabii...” diye cevap vermiş.
             Bunun üzerine asfalt meselesi aldı yürüdü. Vali Ankara’ya gitmiş. Yalnız vali bu yol için halkın da bir-
             çok müracaatları olduğundan hiç bahsetmiyor, yolun köylüye ne kadar faydası olacağını da söylemiyor.
             Belki bunlar herkesin bildiği şeyler de onun için. Her ne ise, bu yol işinde bir damlacık tesirim olduysa
             ne mutlu bana...
             Yolun yapılmasına başlandı bile. Bankalardan borç alınmış, bilmem kaç senede ödenecekmiş.

             (…)
             Yol bitti. Birkaç gün sonra açılış töreni olacak. Yolun sağlamlığı hakkında dedikodular var... Müteahhit
             adamakıllı vurdu diyorlar. Fakat herhâlde dedikodudan ibaret. Bu dehşetli güzel manzaranın karşısında
             insana nasıl fena düşünceler gelebilir, şaşıyorum.
             Kağnıların ve öküz arabalarının, hatta diğer arabaların da asfaltı şiddetle tahrip ettiğini bildirmişler ve
             lastik tekerlekli olmayan nakil vasıtalarının asfalt yoldan geçmelerini menetmeye karar vermişler.
             (…)
                                                                                 Sabahattin Ali, Yeni Dünya
             Kelime Dağarcığı:
             istida: Dilekçe. maarif: Öğretim ve eğitim sistemi. mahluk: Yaratık. mahsul: Ürün. menetmek: Yasaklamak. muamele: İşlem.
             muvaffak: Başarılı. şevk: İstek, heves. Teşkilatı Esasiye Kanunu: Anayasa. tezek: Yakıt olarak kullanılan kurutulmuş sığır
             gübresi.
                                                                                                   111
   108   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118