Page 112 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 112
53 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
Toprağa iyice yapıştı. Gün aşağılara iniyor, akşam oluyordu.
(...)
Hiç farkında olmamıştı. Yattığı yerde bir karınca yuvası vardı. Kara karıncalar yuvalarına yiyecek taşı-
yorlar. Karıncalar koklaşıyorlar. Karıncalara daldı. Bir ara gözü örümcek ağına ilişti. Köşedeki örümcek
kıpırdamıyordu. Tuttu örümceğin ağını bozdu. Örümcek ekinden ekine gözden yitip gitti.
Birden fark etti ki karıncaları, ekinleri iyice seçemiyor.
“Gün battı,” dedi. “Yata yata öldüm.”
Korku içinde başını usul usul ekinden dışarı çıkardı. Sonra oturdu. Bacakları, toprağa gelen yerleri
uyuşmuş, tutmuyordu. Başı elleri arasında oturduğu yerde düşündü kaldı. Derisi gerilmiş bacaklarını
elledi. “Dün pirinç tarlasından koşarken çamur yapışıp kurumuş.” Sevindi.
Usuldan kalktı. Güneşin azıcık bir parçası kalmıştı dışarda. O da hemencecik tepenin arkasında yiti-
verdi.
Doğuya döndü. O kocaman sarı yıldız doğmuştu. Sonra yıldızlar çoğaldı. İncecik bir yel yüzünü yalayıp
geçti.
Öylesine bir açlık duydu ki...
Yaşar Kemal, Sarı Sıcak
Kelime Dağarcığı:
dünek: Yatak. kuşluk: Günün sabahla öğle arasındaki bölümü, kuşluk vakti. öbek: Küme. seda (sada): Ses. usuldan: Yavaşça.
1. Yaşar Kemal’in Sarı Sıcak adlı hikâye kitabının ilk baskısı 1952 yılında yapılmıştır. Yazar, hikâye-
lerinde genellikle Çukurova yöresinin ekin ve pamuk tarlalarında geçen olayları konu edinmiştir.
Okuduğunuz hikâyeden hareketle Çukurova yöresinin 1950’li yıllardaki sosyal durumu hakkında
neler söylenebilir? Açıklayınız.
2. Yüreği koparcasına çarpmaya başladı. Ya öldüyse? Öldüyse ne olur? Suç onun. Bir damla su için. Bi-
zim tarla... Bir lokma su...
“Keşki,” dedi, “o taşı vurmasaydım. Ama ölmedi. Neden ölsün? Bir taştan bir adam ölür mü?”
Yukarıdaki bölümden hareketle kahramanın içinde bulunduğu ruh hâlini ahlak, hoşgörü, saygı ve
adalet değerleri çerçevesinde açıklayınız.
3. Ekinler üstüne üstüne yatıyor. Vakit ikindidir, dedi içinden. Sonra sağ kulağını toprağa dayayıp din-
ledi. Topraktan ses sada gelmiyordu. Bu, en iyi yöntemdir. Bir kimseden mi kaçıyor, bir düşman mı
bekliyorsun, koy kulağını toprağa dinle. Karşı, uzak tepenin arkasından giden atın nal seslerini ya-
nındaymış gibi duyarsın.
Okuduğunuz metinden alınan yukarıdaki bölümde de görüldüğü gibi toprakla iç içe yaşayan in-
sanlar günlük yaşamlarında bazı yöntemler kullanırlar. Bu yöntemlerin yaşamlarına nasıl bir katkı-
sı olduğunu düşünüyorsunuz?
110
Hazırlayan: Mustafa EREN