Page 427 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 427
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 210
8. ÜNİTE > Eleştiri Kazanım A.4.3: Metin ile metnin konusu, amacı ve hedef kitlesi arasında ilişki kurar.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Eleştirel Bakış 25 dk.
Amacı Metnin konusu ve yazılma amacından hareketle hedef kitlesini belirleyebilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama Enstitüsü iki uygarlık arasında bocalayan toplumumuzun yanlış tutumlarını, dav-
ranışlarını, saçmalıklarını alaya alan, eleştirel bir romandır. Yapıt, çocukluğu Abdülhamit döneminde
geçen Meşrutiyet ve Cumhuriyet Dönemleri’nde de yaşayan Hayri İrdal’ın anıları şeklinde verildiğine
göre söz konusu hicvin son elli yıllık Türk toplumuna yöneltilmiş olması gerekir. Prof. Mehmet Kaplan
bu kanıda. Ama aldanmıyorsam Tanpınar İrdal’ın yaşamı içine sıkıştırılan bu elli yıllık zaman dilimin-
de, toplumumuzun çok daha geniş bir tarih süreci içinde geçirdiği bunalımı anlatmaya çalışmaktadır.
Dört bölüme ayrılmış roman: “Büyük Ümitler”, “Küçük Hakikatler”, “Sabaha Doğru” ve “Her Mevsimin
Bir Sonu Vardır”. Yorumum doğruysa birinci bölüm Tanzimat öncesini ele almaktadır, ikinci bölüm
Tanzimat Dönemi’ni, üç ve dördüncü bölümler de Cumhuriyet Dönemi’nin başlarını ve devamını. Ya-
zar söz konusu dönemleri gerçekçi bir yöntemle yansıtıyor demek istemiyorum tabii, toplumumuzun o
dönemlerdeki bazı özelliklerini dolaylı bir yoldan dile getirip hicvettiğini söylemek istiyorum. Saatleri
Ayarlama Enstitüsü’nde ne tür hiciv yöntemi uygulanıyor?
Yazarlar romanda hiciv için çeşitli yöntemlere başvurmuşlardır: parodi yöntemi (Cervantes); utopia
yöntemi (Huxley); hayvanlar dünyasını alegorik olarak kullanma yöntemi (G. Orwell); topluma bir
yabancının gözüyle bakma yöntemi (Montesquieu) vb. Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde bu
sonuncuyu biraz değiştirerek ve daha karmaşık bir biçime sokarak kullanır. Hiciv, gerçekten olan du-
rumla olması gereken durum arasındaki farkı belirtmek için yapıldığından, bu yöntemi seçen yazarlar,
içinde yaşadığımız toplumun alıştığımız, kanıksadığımız bozuk ve kötü yanlarını bize taze bir bakışla
sunmak, bizde bunları sanki ilk kez görüyormuşuz duygusunu uyandırmak isterler. Bunun için uygun
bir yol, bozulmamış mantığı ve sağduyuyu temsil eden, o topluma tüm yabancı birine, o toplumda
işlerin nasıl yürütüldüğünü, insanların nasıl davrandığını anlatmak ve onun tepkilerini, düşüncelerini
belirtmektir. Örneğin yazar, çok yabancı bir ülkeden bir adamı hicvedilecek topluma getirip gezdirir ve
o toplumdaki insanların inançlarına, geleneklerine, davranışlarına onun sağlıklı mantığı, çocuksu saf-
lığı ile bakar. Montesquieu Les Lettres Persanesda (1721) bu iş için bir İranlıyı seçmişti; Goldsmith ise
Citizen of the World’da (1762) bir Çinliyi. Bu yöntemin bir benzerinin, şimdi aklıma gelen bizdeki bir
örneği de Haldun Taner’in Ha Bu Diyar’da kullandığı ‘anachronisme’ yoludur. Evliya Çelebi bugünün
Ankara’sına gelir ve kendisi ile konuşanlardan modern Türkiye’yi dinler. Yazar, böylece, geçmiş zaman-
dan getirdiği bir adama yapılan açıklamalarla şimdiki toplumu hicveder.
Tanpınar’ın yöntemi de toplumu bir gözlemci kullanarak eleştirmektir. Ne var ki İrdal ne uzak bir ülke-
den gelmiş bir yabancıdır ne de öbür dünyadan aramıza inmiş, geçmiş bir çağın adamı. İrdal eleştirilen
toplumun bir üyesidir; o insanlarla birlikte yaşar, ama yine de ayrılır onlardan. Bir kere doğuştan farklı
olduğu, onlara benzemediği için tam anlamıyla onlardan biri sayılamaz. Yalnızdır, ‘hayat dışı’dır.
(…)
Berna Moran, Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış I
425