Page 425 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 425

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11          209

             8. ÜNİTE > Eleştiri  Kazanım A.4.2: Metnin türünün ortaya çıkışı ve tarihsel dönemle ilişkisini belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                      Eleştiri ve Dönem İlişkisi                       25 dk.

             Amacı     Eleştiri metninin özelliklerini tespit edebilmek.                         Bireysel

               Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)


                                                  Bir Şehit Mezadı
             “Bir Şehit Mezadı”, “Şeftali Bahçeleri”nden çok farklı bir hikâye. Burada hayat değil ölüm, zevk değil
             ızdırap bahis konusudur. Yazar, duyuları değil duyguları ve düşünceleri anlatıyor. Duyular bize hayatın
             ve gerçeğin sathını verir.
             (…)
             İnsanları ahlak ve değerler hükümlerine bağlı duygular, düşünceler ve hareketler uyandırır. Allah, hak,
             hürriyet, vatan gibi duyu organlarına hitap etmeyen kavramlar insanları insan yapar. Tarihe bu nevi
             kavramlar şekil verir. “Bir Şehit Mezadı” hikâyesi, bu bakımdan “Şeftali Bahçeleri” ile değil yine yüce
             duygu ve düşüncelerin söz konusu olduğu “Başını Vermeyen Şehit” ile karşılaştırılırsa manası ve yapısı
             daha iyi anlaşılabilir.
             (…)

             “Başını Vermeyen Şehit” hikâyesi, Osmanlı Devleti’nin “ilâ-yı Kelimetullah” için dünyayı fethe çıktığı
             bir devre aittir. Bu devirde fetih ve gaza, insan hayatına toptan hâkim olan İslamiyet’in bir parçasıdır. O
             devirde insan için değerli olan, içinde yaşanılan dünya değil varlık ve ötesi, Allah ve ahirettir.

             (…)
             “Bir Şehit Mezadı” hikâyesi, hayat karşısında alınan birbirine zıt iki tavır ve iki değer arasındaki tezat
             üzerine kurulmuştur. Savaşa girmeden önce sahte şiir ve aşk edebiyatı ile beslenen İstanbullu genç su-
             bay, savaş esnasında asıl hakikati görür. Hikâye, bu bakımdan derin bir değişmeyi ifade eder. Hikâyenin
             kutsal duygulara aykırı gibi görünen başlangıcı ile sonu arasında tezat vardır. Hikâyenin anlatılışında
             yazar önemli rol oynar. Kitaplarına bakarak İstanbullu genç subayı hayalinde canlandıran ve onunla
             konuşan yazardır. Halide Edip gibi Yakup Kadri de hikâyeyi sadece anlatmakta kalmaz, aynı zamanda
             yorumlar ve bir fikri, bir hayat görüşünü savunur.
             Hikâyede alelâde gerçek ile ulvi değerler arasında da bir tezat vardır. Kahve, satılan eşya ve para fikri ha-
             yatın bir yönünü; kitap, aşk, ölüm ve şehadet başka bir yönünü gösterir. Yakup Kadri’nin hikâyesi basit
             görünmekle beraber zengindir. Yazar, dıştan içe gitmesini bilir. Giriş vazifesi gören birinci paragrafta
             yazar, zaman ve mekânı belirtirken derin psikolojik bir görüşe de yer verir. “İki muharebe arasındaki
             fasılada genç subayların duyguları çok değişiktir. Bütün malihülyalar insanı hep bu devirde yakalar, eski
             hatıralar bu devrede uyanır ve daüssıla denilen bu yumuşak pençeli canavar kalbin içine tam bu devre-
             de yerleşir.”  Savaş başlayınca bütün bunlar unutulur. Hareket, insanı içten dışa çıkarır. Bir fertle değil
             “iki muharebe arasında” bekleyen subaylarla ilgili bu müşahede Yakup Kadri’nin kitlelerin psikolojisini
             bilen bir yazar olduğunu gösterir.
             “Bir Şehit Mezadı” hikâyesi genel olarak sadedir. Onda hareketi ağırlaştıran tavsifler yoktur. “Daüssıla
             denilen bu yumuşak pençeli canavar” benzetmesinde olduğu gibi Yakup Kadri de yeri gelince sanatkâ-
             rane ifade kullanmasını bilir.

                                                                                       Mehmet Kaplan, Hikâye Tahlilleri

             Kelime Dağarcığı:
             daüssıla: Yurt özlemi. fasıla: Aralık, ara, kesinti. ilâ-yı Kelimetullah: İslam dininin esaslarını ve yüceliğini yay-
             mak için gösterilen gayret, bu yolda yapılan cihat.  lakayıt: İlgisiz. malihülya: Kara sevda, kuruntu. mezat: Açık
             artırma ile satış. müşahede: Görme, gözlem. satıh:Yüzey. tavsif: Nitelendirme, niteliklerini söyleme. ulvi: Yüce.





                                                                                                   423
   420   421   422   423   424   425   426   427   428   429   430