Page 451 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 451

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11          222

             8. ÜNİTE > Eleştiri  Kazanım A.4.9: Metinde ortaya konulan bilgi ve yorumları ayırt eder.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                      Eleştiride Bilgi ve Yorum                        30 dk.
                       Eleştiri türünün yorum ve bilgi içerdiğini belirleyerek metinde kullanılan kanıt ve gerekçelerin metnin inandırıcı-
             Amacı                                                                               Bireysel
                       lığını sağlamadaki önemini fark edebilmek.
               Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)

                                 Bereketli Topraklar Üzerinde Köylü Şehirli Çatışması
             Orhan Kemal’in en iyi romanı sayılan Bereketli Topraklar Üzerinde eleştirmenler tarafından haklı ola-
             rak övülmüştür. Ne var ki romanı inceleyen yazılara baktığımız zaman, bunların hemen hepsinde ba-
             şarı nedeni olarak günün toplumsal gerçekliğinin doğru yansıtılmış olmasına ağırlık verildiğini görü-
             rüz. Çukurova’daki sömürü düzeni, tarımda kapitalizme geçiş, kapalı köy ekonomisinin yetersizleşmesi
             nedeniyle köyden kente göç ve gurbetçilerin kentteki kötü yaşam koşulları üzerinde durulan başlıca
             noktalardır. Oysa bir kurmaca metinde anlatılan bir öykü varsa bir de bu öykünün dile getirilişi vardır.
             Eleştirmenler Bereketli Topraklar Üzerinde’yi överken bu yönü hakkında, kuruluşunun tutarlı, biçimi-
             nin iyi, üslubunun güçlü olması gibi bir iki özelliğe genel olarak değinmekle yetinmişler. Sanırım bu
             konuda söylenenler üç beş cümleyi geçmez. Kimi eleştirmenlerse romanı, saptadığı toplumsal gerçek-
             likten ötürü överken biçim yönünü kusurlu bulmuşlar.
             Örneğin İrfan Yalçın’a göre;
              Biçimsel bir yeniliği, Türk romanına katkısı olabilecek estetik bir bütünlüğü yok (...)

              Konu çok dağınık (...) planı çok dağınık (...) Saptaması güçlü, tekniği güçsüz bir roman.
             Mehmet Ergün de “Biçim yönünden tam bir yetkinlikte olduğu ileri sürülemez.” diyerek İrfan Yalçın’a
             katıldığını belirtiyor; ancak yazarı değil, onu acele yazmak zorunda bırakan toplumu suçlamaktan yana.
             Orhan Kemal gerçekçi bir yazar, ama yaptığı, Çukurova’daki gerçek yaşama, toplumsal gerçekliğe bir
             ayna tutmak değil. Şekilsiz bir Çukurova yaşamının, ne denli doğrulukla yansıtılırsa yansıtılsın, sanatla
             ilgisi olmazdı. Onun için Orhan Kemal de elindeki malzemeyi düzenlemek ve yeniden kurmak zorun-
             daydı. Nasıl roman yazdığını açıklarken, ilk önce konu üzerinde düşündüğünü, daha sonra da “nasıl
             söyleyeyim” sorusuna cevap aradığını söylüyor. Ben de bu bölümde Bereketli Topraklar Üzerinde’yi
             incelerken ihmal edilmiş ya da yanlış değerlendirilmiş olan, “nasıl söylendiği”  yönü, yani söylemi üze-
             rinde özellikle durmak istiyorum. Eğer roman iyi bir sanat yapıtı ise hele Fethi Naci’nin dediği gibi en
             iyi on Türk romanı arasında yer alıyorsa metne daha yakından bakmanın zamanı gelmiştir. (…)
             Bereketli Topraklar Üzerinde'nin olay örgüsü dünya anlatı edebiyatında çok kullanılmış olan bir tür
             yolculuk üzerine kurulmuştur. Mitoslardan kaynaklanan, destanlara, romanslara ve arama arketipini
             izleyen masallara geçmiş olan bu kurgu, ayrılış-savaşım-dönüş kalıplarından oluşur ve kökeni büyük
             bir olasılıkla Yakın Doğu’nun çok eski bereket ayinleridir. Türk yazınında yolculuk üzerine kurulmuş
             anlatılara daha çok halk edebiyatında rastlarız. Örneğin masallarda, Battal Gazi türünden halk hikâye-
             lerinde. Kökenini eski mitoslarda bulduğumuz bu tür anlatılarda, kahraman bir nesneyi ya da bir defi-
             neyi ya da kaçırılan bir kızı vb. bulmak için çıkar yola; türlü güçlüklerle karşılaşır, sınavlardan geçer, yer
             altına ya da denizin derinliklerine iner, orada karanlık güçleri, yani ölümü, kısırlığı, kıtlığı temsil eden
             bir varlıkla (örneğin bir canavarla) savaşır, onu yener ve elde ettiği nesneyle geri döner. Geri getirdiği
             ganimet mitos dilinde berekettir, doğurganlıktır, yaşamdır.
             Bereketli Topraklar Üzerinde’nin olay örgüsü de, temelde, aynı yapıyı gösterir. Üç arkadaş yoksulluk
             (kıtlık) yüzünden köyden ayrılır, yola çıkarlar. İstedikleri nesnenin (paranın) bulunduğu kente varırlar.
             Kentte türlü güçlüklerle karşılaşırlar ve cinlerle özdeşleştirdikleri şehirlilere karşı verdikleri savaşım
             sonucu üç arkadaştan ikisi ölür, yalnız biri savaşımı kazanır, amaçladıklarını elde ederek köyüne döner
             ve ailesine bolluk getirir.
             Bu öykünün de ayrılış -savaşım- dönüş kalıplarından oluştuğu açık. Başka masal özelliklerini de içerdi-
             ğine aşağıda sırası geldikçe işaret edeceğim. Bereketli Topraklar Üzerinde bir masal değil elbette. Orhan
             Kemal toplumsal ve ideolojik bir sorunu yani ezen-ezilen karşıtlığını sergiliyor romanında. Ama Çu-
             kurova’da gözlemlediği gerçekliği olduğu gibi yansıtarak değil, ona bir form vererek, onu yapılaştırarak.
             İşte bu yapı, ilk bakışta fark edilmese de bir masal yapısıdır. Şunu da söylemek gerekir ki Orhan Kemal



                                                                                                   449
   446   447   448   449   450   451   452   453   454   455   456