Page 491 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 491

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11          242

             9. ÜNİTE > Mülakat/Röportaj  Kazanım A.4.4: Metnin ana düşüncesi ve yardımcı düşüncelerini belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                        Tarih ve Edebiyat                              30 dk.

             Amacı     Metnin ana düşüncesi ile yardımcı düşüncelerini belirleyebilmek. Metinden çıkarımlarda bulunabilmek.  Bireysel
               Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
             ………………………..
             Divan edebiyatı araştırmacısı yazar Prof. Dr. İskender Pala, “Bulunduğum yere bilinçli, çalışarak ve
             hedefimi belirleyerek gelebildim. Tarihimizi edebiyatla bütünleştirmek lazım.” dedi.
             Divan edebiyatı araştırmacısı yazar Prof. Dr. İskender Pala, Merhaba gazetesine kitap yazma serüve-
             ninin nasıl başladığını anlattı. Tarihin toplum için büyük bir önem arz ettiğini dile getiren Prof. Dr.
             İskender Pala, “Tarih, toplumların ve insanların hatıra defteridir. Şanlı bir tarihe sahibiz. Sadece ders
             kitapları ile neslimize tarih anlatmayı yeterli ve doğru bulmuyorum. İnsanoğlunun bıraktığı her iz bir
             sonraki kuşağın yolunu aydınlatır. Yeni kuşağın yapması gereken bu izleri doğru yorumlamaktır” dedi.
             Kitap yazma serüveniniz nasıl başladı?
             Divan edebiyatı alanındaki bilimsel çalışmalarım dolayısıyla ilk kitabımı yazdım. “Mesleki birikimle-
             rimin bilim dünyasına ve öğrencilere aktarılmasıydı.” maksadım. Bilahare bilimsel alan kadar kültürel
             alana da hitap etmek gerektiğini gördüm ve divan edebiyatı hakkında kültürel çalışmalar ve yayınlar
             yaptım. Roman yahut tiyatro gibi sanatsal alan ise çalışmalarımın üçüncü aşamasını teşkil etti.

             Ders kitaplarının arasına mahrem sevgililerin resimleri gibi saklayarak evin soba yanan tek odasındaki
             kış gecelerinin Teksas ve Tommiks’lerini geride bıraktığım ilk mektep yıllarından sonra -ki kendilerini
             takip eden soluk benizliler yanlış istikamete gitsin diye apaçilerin atlarının ayaklarına nalları ters çak-
             tıklarını bu vesile ile bilirim- okuduğumu hatırladığım ilk kitap Peyami Safa’nın 9. Hariciye Koğuşu
             olmuştu. Kitabı elime aldığımda önce Kızılderili reisi Oturan Boğa’ya ihanet ettiğimden dolayı utandı-
             ğımı ve bir asker hikâyesi okuyacağımı vehmederken safran boyalı koridorlardan eter kokusu duyarak
             sukutuhayale uğradığımı hâlâ unutmam. Galiba kitabın adındaki “koğuş” kelimesinin en masum askerî
             anlamıyla böyle düşünmüş ve yerli Kızılderili hikâyeleri hayal ederken Uşak sokaklarında asker koğuşu
             hayal eder olmuştum. 9. Hariciye Koğuşu’nu lise yıllarımda yeniden okuduğum zaman ben de roman
             kahramanı gibi hasta yatağındaydım ve ıstıraplarımın ince sızılarında bir haram lezzeti duymuştum.
             Bunu Peyami’nin Yalnızız’ı takip etti. O kitaptan aklımda kalan tek cümle eğer yanlış hatırlamıyorsam
             “Kendi kendimden nefretimin çerçevelediği ve çirkinleştirdiği bir dünyada yalnızım.” idi ve ben Peya-
             mi’nin, yalnızca bu cümleye anlam katabilmek için o koca romanı yazdığına inanmıştım. Gerçekten
             de ilk gençlik yıllarımın bütün ruh ummanları bu cümleyle çalkalandı ve Türkiye’nin 70’li yıllarına
             rastlayan bütün gençlik fikir ve bunalımları yavaş yavaş beynimin cidarlarında acıyla, nefretle format-
             lanmaya başladı.
             Çocukluk ve gençlik yıllarınızın şu anki konumunuza ne gibi etkileri oldu?
             Gerek bilimsel çalışmalara gerek kültürel alanlara üniversite yıllarımda ilgi duydum. Lise öğrencisiyken
             iyi bir kitap okuyucusuydum, o kadar. Yani bulunduğum yere bilinçli çalışarak ve hedefimi belirleyerek
             gelebildim. Şimdi bir roman yazarken çocukluk ve gençlik yıllarımdan bir ilham yahut esinlenme oldu-
             ğunda bunu yalnızca hatıra zenginliğiyle izah edebiliyorum.
             (…)
             Edebiyat ve tarihin sizin için önemi nedir?
             Tarih kimliğin bir parçasıdır. Dolayısıyla insanların az veya çok tarih ile bağlantıları mevcuttur.  İçinden
             geçip geldiğiniz kültür, gelenek ve inanç sistemi ister istemez tarihi bilme ihtiyacı doğurur. Bugün bü-
             tün dünyada tarih kitapları, filmleri, tiyatroları, resimleri ve benzeri çalışmalar önem kazanmış durum-
             dadır. Çünkü bu bir kimlik edinme ihtiyacının parçasıdır. “Ben Kimim?” sorusunu soran herkes önce
             tarihe müracaat eder. Tarihin en güzel anlatımı ise edebiyat ile birleşen yahut sanat eseri olarak üretilen
             kısmıdır. Her gelen nesil bu ihtiyacı duyar. Ben bu ihtiyaca cevap verebilmek üzere kendimi vazifeli gibi
             hissederim. Her insan en iyi yaptığı işi devamlı yapmakla yükümlüdür. Allah bu hususta bize hesap
             sorabilir. Ben de bu hesabı yüz akıyla verebilmek için durmadan çalışıyorum. Tarihin, ders kitaplarıyla



                                                                                                   489
   486   487   488   489   490   491   492   493   494   495   496