Page 206 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 206

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                          TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9        106

             5.ÜNİTE > Roman    Kazanım A.2.10.      Metnin üslup özelliklerini belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Bilgi Okuryazarlığı Becerisi
             Etkinlik İsmi                      DÖNEM, DİL VE ÜSLUP                              25 dk.
             Amacı      Yazarın kullandığı dilden hareketle metnin yazıldığı dönemin dil özelliklerini ve yazarın üslubunu anlayabilmek.  Bireysel


             Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları bu metne göre cevaplayınız.


                                         DOKUZUNCU HARİCİYE KOĞUŞU

               (...)
               Kenar mahalleler. Birbirine ufunetli adaleler gibi geçmiş, yaslanmış tahta evler. Her yağmurda, her
               küçük fırtınada sancılanan ve biraz daha eğrilip büğrülen bu evlerin önünden her geçişimde, çoğu-
               nun ayrı ayrı maceralarını takip ederdim. Kiminin kaplamaları biraz daha kararmıştır, kiminin şah-
               nişini biraz daha yumrulmuştur, kimi biraz daha öne eğilmiş, kimi biraz daha çömelmiştir ve hepsi
               hastadır, onları seviyorum çünkü onlarda kendimi buluyorum ve hepsi iki üç senede bir ameliyat
               olmadıkça yaşayamazlar, onları çok seviyorum ve hepsi, rüzgârdan sancılandıkça ne kadar inilderler
               ve içlerinde ne aziz şeyler saklarlar, onları çok... çok seviyorum.

               Eşiklerinde soluk yüzlü, çıplak ayaklı, ürkek ve sessiz çocukların, ellerinde ekmek kabuğiyle ve çerden
               çöpten yapılmış oyuncaklarla ağır ağır, düşünerek ve gülmeden oynadıkları bu evlerin arasında kendi
               evimi ararım ve âdeta güç bulurum çünkü bunların hepsi benim evim gibidirler.

               Evde kimse yoktu; kapıyı anahtarımla açtım, girdim ve her zamanki âdetimle alt kat sofada epeyce
               durarak hareketsiz etrafıma bakındım.

               Bu sofa yaşlı bir insan yüzü gibidir: Evimizin bütün ruhu, kederleri ve neş’esi orada görünür, her gü-
               nün hâdiseleri tavana, duvarlara, döşemeye bir leke, bir çizgi, bir buruşuk ve bazan da ancak bizim
               görebileceğimiz gizli bir işaret ilâve eder.

               Bu sofa canlıdır: Bizimle beraber kımıldar, değişir, bizimle beraber dağılır, toplanır, bizimle beraber
               uyur uyanır; bu sofa aramızda sanki üçüncü bir simadır ve güldüğü, ağladığı bile olur. Bu sofa dört
               köşedir: Ortada sokak kapısı, iki yanında birer pencere. Pencerenin yanında bir ot minderi. Minderin
               yanında yemek masası. Masanın yanında iki sandalye. Bu sofada oturulur, yemek yenir, misafir kabul
               edilir.
               Benim her girişimde, orada, hareketsiz duruşum, beni bana gösteren bu çehreye bakmak içindir. Ve
               baktım: Minderde üstüste konmuş iki yastık. (Demek annem biraz rahatsızlanmış ve buraya uzan-
               mış.) Masanın yanında rafın önüne çekilmiş bir sandalye. (Demek annem en üst raftan bir ilâç şişesi
               almış). Ha... İşte masanın üstünde bir şişe: Kordiyal. (Demek annem bir fenalık geçirmiş.) Minderin
               üstünde ıslak, buruşuk bir mendil. (Demek annem ağlamış.) Benim de bu şişeye, iki yastığa ve bir
               mendile ihtiyacım var, ben de Kordiyal alacağım, uzanacağım ve ağlayacağım.
               (...)

                                                                         Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

              1.  Okuduğunuz metnin dil özelliklerinden yola çıkarak metnin ait olduğu döneme dair düşünceleri-
                  nizi belirtiniz.











                                                                                                   205
   201   202   203   204   205   206   207   208   209   210   211