Page 201 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 201
103 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9 Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
olmamıştı hiçbir zaman. Kalın kaşları daima çatıkmış gibi duran, bu yüzden adı aksi adama çıkan, ama
altın gibi yüreği olan bir babası vardı. Nur içinde yatsın, Müjdat Amca sadece Kenan'a değil bize karşı
da sevecendi. Ne zaman yan yana gelsek, sanki yetişkin insanlarmışız gibi hâlimizi hatırımızı sorar,
oğluna olduğu gibi bize de arkadaşça davranırdı.
Hiç kuşkusuz Kenan'ın en büyük şansı annesi Neyire Hanım'dı. Kenan'a her sarıldığında ki arkadaşı-
mız annesinin bunu bizim yanımızda yapmasından nefret ederdi onun yerinde olmak için neler ver-
mezdim. Dalgalı kızıl saçlarının bukle bukle çevrelediği oval yüzüne tuhaf bir yumuşaklık veren, iri,
ela gözleri, tombul, beyaz parmakları vardı. O parmakların dokunduğu her nesneye; Kenan'ın kıvırcık
saçlarına, kahve fincanının kulpuna, masadaki dantel örtüye, özellikle de benim daha o yaşlarda bile
bir ayı pençesi gibi iri ellerime neşe kattığını, dokunduklarını mutlu kıldığını düşünürdüm.
(...)
Ahmet Ümit, Beyoğlu Rapsodisi
1. Sizce “Beyoğlu Rapsodisi” adlı metin, bir anlatıcı kişisi olmadan kurgulanabilir miydi? Görüşleri-
nizi gerekçeleri ile yazınız.
2. Selim’in daha ilk başta roman kişilerini kendi bakış açısıyla tanıtması okur olarak sizde roman kişi-
lerine karşı bir ön yargı oluşturur mu? Düşüncelerinizi gerekçeleri ile yazınız.
3. Metindeki anlatıcının karakteri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
4. Metindeki anlatıcı kişi sizin arkadaşınız olsaydı anlattıkları ile ilgili olarak ona neler söylemek is-
terdiniz?
200
Hazırlayan: Mustafa ALTINGÖZ