Page 220 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 220

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                          TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9        113

             5.ÜNİTE > Roman    Kazanım A.2.16.      Metinden hareketle dil bilgisi çalışmaları yapar.
              Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                     YAZIM VE NOKTALAMA                                20 dk.
             Amacı      Noktalama işaretlerinin işlevleri ve yazım kurallarının gerekliliği ile ilgili çıkarımlarda bulunabilmek.  Bireysel


             Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz ve soruları bu metne göre cevaplayınız.


                                                    ÖLÜ CANLAR

               (...)
               Tentetnikov’un sağlıklı, güçlü atlarının çektiği kolyaska önce meşe koruluğundan, sonra yeşermeye
               başlamış ekin tarlalarının arasından, en sonra da göz erimine doğru engin kırların görünüp yittiği te-
               peler arasından geçerek, iki yanı ıhlamurlu geniş yolu da geride bırakıp Çiçikov’u (Çiçikov) generalin
               çiftliğine ulaştırdı. On versta yarım saatten biraz fazla sürdü ve köye yaklaşırken iki yana ıhlamurlu
               yol sağa doğru kıvrılıp alt bölümleri sazlarla sepet gibi örülmüş servili bir yola dönüştü ve gidip büyük
               bir dökme demir kapının önünde durdu. Kapının nakışlarından generalin sekiz Korint sütunlu evinin
               göz alıcı ahşap oymalarla süslü ön cephesi görünüyordu. Hiçbir şeyin eskimesine fırsat tanımayan, her
               şeyi durmamacasına yenileyen yağlı boya kokuyordu her yan. Tertemiz avlu, parke kaplı bir salonu an-
               dırıyordu. Evin merdivenlerine yanaşan arabadan çevik ama saygılı bir tavırla inen Çiçikov, gelişinin
               generale bildirilmesini istedi, onu doğruca generalin çalışma odasına aldılar.

               General yapılı bir adamdı ve bu Çiçikov’u şaşırttı. Ahududu rengi, siyaha çalan koyu kırmızı bir rop-
               döşambr giymişti üzerine. Aydınlık, yiğit bir yüzü, hafif ağarmış uzun bıyık ve favorileri vardı. Saçları
               kısa, hele ensesinde büsbütün kısa kesilmişti. Üç kattı ensesi. Üç kalın, yatay kırmadan oluşuyordu!
               Boynu geniş ve kalındı, kısacası uzun hizmet yıllarının bütün görkemini üzerinde taşıyan, ense kulak
               yerinde denilen adamlardandı. Sesi bas ve hafif kısıktı. Hâli, hareketleri tam generalceydi. General
               Betrişçev’in (Betrişçev) bütün günahkârlar gibi, hepimiz gibi hem üstünlükleri hem de eksikleri var-
               dı. Rus insanında hemen hep olduğu gibi tam bir gelişigüzellik, rastgelelik içindeydi bu özellikler
               onda. Gönlü yücelik, fedakârlık, cömertlik, zekâ, zor anlarda cesaret, gözü karalık gibi üstün birtakım
               özellikler; bencillik, aşırı özsaygı, gurur, kibir, mevki ve ün düşkünlüğü gibi hemen herkeste buluna-
               bilecek birtakım eksiklerle iç içeydi. Askerlik hizmetinde onu geride bırakanları sevmez, onlardan
               iğneleyici, alaycı, zehirli bir dille söz ederdi. Bu konuda payına en acımasız eleştirilerin düştüğü kişi,
               akıl ve yetenek yönünden kendinden aşağı gördüğü ama rütbece onu geride bıraktığı gibi, ayrıca iki
               ilin birden valiliğine atanan eski silah arkadaşlarından biriydi. Üstelik tersliğe bakın ki onun köyünün
               bağlı olduğu il de bu iki ilden biriydi, böylece o da kendini bir anda bu yeteneksiz silah arkadaşının
               yönetimi altında buluvermişti. Bunun öcünü almak için her fırsatta onu iğneliyor, onunla alay ediyor,
               yayımladığı her emri eleştiriyor, her uygulamasını aptalca buluyordu. İyi yürekli ama alaycı bir adam-
               dı general. Yarışmayı, yarışta kazanmayı, parlamayı, parmakla gösterilmeyi, zekâsının övülmesini,
               başkalarının bilmediği şeyleri bilmeyi sever, kendisinin bilmediği şeyleri bilenleri sevmezdi. Kısmen
               yabancı bir eğitim alarak yetişmişti ama tam bir Rus beyzadesi rolü oynamak isterdi. Karakterindeki
               bu iniş çıkışlar, bu apaçık karşıtlıklar nedeniyle görevi sırasında kaçınılmaz olarak pek çok tatsızlıkla
               karşılaşmış, bir kez bile kabahati kendinde arama olgunluğu göstermeden hep karşıtları olarak gördü-
               ğü birilerini suçlamış, sonuçta da emekliliğini isteyip ordudan ayrılmıştı. O burnundan kıl aldırmaz,
               azametli havalarını emekli olduktan sonra da sürdürmüştü. Üzerinde ister redingot, ister frak, ister
               ropdöşambr olsun duruşunda, tutumunda hiçbir değişiklik olmazdı. Sesinden bedeninin en küçük
               hareketlerine dek her hâlinde karşısındakilerde saygı değilse de en azından ürkeklik yaratan buyurgan
               bir hava vardı.

               (...)
                                                                                          Gogol, Ölü Canlar



                                                                                                   219
   215   216   217   218   219   220   221   222   223   224   225