Page 269 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 269
137 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9 Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
AKŞEMSETTİN: (Hasan’ı işaret ederek) O mertebesini buldu.
FATİH: (Yaklaşır, sonra eğilir, Hasan’ı alnından öper, kalkar kendi kendine konuşur gibi) Ne mutlu sana
Ulubatlı! Adın Bizans’a giren ilk Türk olarak tarihe geçecek! Eğer Sultan olmasaydım, Ulubatlı Hasan
olmak isterdim! (Muhafızlara işaret eder. Muhafızlar bir sancak getirip üstüne örterler. Onu taşıyarak
çıkarırlar. Hepsi çadırın önünde bir an dururlar, iki muhafız meşalelerle gelir, yerlerini alırlar.).
FATİH: Mekânın cennet olsun, yerin milletin kalbi. Şehitlerimize bizden selam götür Hasan! (Hepsi
saygı duruşunda beklerler, muhafızlar Hasan’ı götürürler, gözden kaybolunca Fatih ve paşalar çadıra
dönerler. Hepsi heyecanlıdır.) Bu gece mum donanması yapılsın, surlar durmadan dövülecek gece
yarısına kadar. Tam gece yarısında bütün ışıklar söndürülecek. Yarın alessabah umumi hücum yapı-
lacaktır. (Zağanos’a) Derhal münadiler çıkarılsın; emrimiz duyurulsun!
ZAĞANOS: — Ferman Padişahın. (Çıkar.)
(…)
Nazım Kurşunlu, Fatih
Kelime Dağarcığı:
müdafi: Bir yeri savunan. muhkem: Sağlam. laşe: Leşler. münadi: Bir şeyi duyurmak için yüksek sesle söyleme işi yapan
kişi, tellal. mum donanması: İstanbul’un fethinde, 28/29 Mayıs gecesi yapılmış olan ateş ve ışık şenliği.
1. "Fatih" adlı metnin sizde uyandırdığı düşünceleri ve duyguları ifade ediniz.
2. Yukarıdaki soru başkaları tarafından da cevaplandırıldığında metinle ilgili yapılan yorumlarda belli
farklılıkların ortaya çıkmasının sebepleri neler olabilir?
3. Bir tiyatro oyununu 10 yaşındayken okumamız/izlememiz ile 15 yaşında okumamız/izlememiz hâ-
linde ondan anlayacaklarımız da farklılaşacaktır. Bu farklılaşmanın nedenleri neler olabilir? Görüş-
lerinizi gerekçeleri ile yazınız.
4. Metnin anlamını belirleyen yazar mı, okur mu yoksa metnin kendisi midir? Görüşlerinizi gerek-
çeleri ile yazınız.
268
Hazırlayan: Mustafa ALTINGÖZ