Page 346 - Türk Dili ve Edebiyatı - 9 | Beceri Temelli
P. 346
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9 176
7.ÜNİTE > Biyografi-Otobiyografi Kazanım: A.4.11. Metinde fikrî, felsefi veya siyasi akım, gelenek veya anlayışların yansımalarını değerlendirir.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi BU TOPRAKLARIN SÖZCÜSÜ BİR ŞAİR 25 dk.
Amacı Metindeki fikrî, estetik anlayışın nasıl ve niçin yansıtıldığını tespit edebilmek. Metinde tespit edilen anlayışın Bireysel
farklı metinlerde nasıl işlendiğini, ifade edildiğini belirleyebilmek.
Yönerge Metni okuyunuz. Aşağıdaki soruları okuduğunuz metin çerçevesinde cevaplayınız.
(Alıntı metnin aslına sadık kalınmıştır.)
CAHİT KÜLEBİ
(…)
6. Sanat Gücü
Ahmet Oktay’ın işaret ettiği gibi Cahit Külebi’nin şiir yazmaya başladığı yıllarda Türk şiiri, dört ayrı
düşünce çerçevesinde gelişimini sürdürmekte idi. Bunlardan birincisi, Faruk Nafiz Çamlıbel, Ahmet
Kutsi Tecer, Ömer Bedrettin Uşaklı, Kemalettin Kâmi Kamu vb. memleket edebiyatı çerçevesinde
ürün verenler; ikincisi, Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Hâşim’den beslenen Necip Fazıl Kısakürek,
Ziya Osman Saba, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dranas, Ahmet Hamdi Tanpınar vb. sembolist
ögelere önem veren, saf şiir anlayışı çerçevesinde yazanlar; üçüncüsü, Nâzım Hikmet Ran, İlhami
Bekir, A. Kadir, Rıfat Ilgaz vb. şiirin toplumsal ve siyasi işlevi de olduğuna inanan, halkın yoksulluğu-
nun yansıtılmasını savunanlar; dördüncüsü de Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat Horozcu, Melih Cevdet
Anday, Sabahattin Kudret Aksal, Necati Cumalı vb. bu üç anlayışa da karşı çıkan şairlerin yazdıkları
şiirler, şiir ortamında varlıklarını sürdürüyordu. Cahit Külebi böyle bir ortamda şiirler kaleme almış
ve hiçbir gruba girmeden kendine özgü bir yol tutturmuştur.
Cahit Külebi, bir konuşmasındaki “İlk şiirim yayımlandıktan sonra öğretmenim Fazıl Yinal; Faruk
Nafiz, Ali Mümtaz, Orhan Seyfi vb. şairlerden daha güzel bir şiir yazdığımın farkında olup olmadığımı
sordu. Elbette farkında değildim… Sevgili öğretmenimin bu sözleri ve o günden sonra bana karşı esir-
gemediği davranışları elbette ki yürekliliğimi artırdı.” deyişinden de anlaşılacağı gibi, kısa sürede edebî
kişiliğini bulmuş; daha lise öğrencisi iken kendini kabul ettirip büyük dergilerde şiirler yayımlamıştır.
Şiir dili, konuşma diline ve halk söyleyişlerine yakın olan Cahit Külebi’nin şiirleri; duygu, düşünce, dil
ve söyleyiş bakımından kendine özgü bir karakter taşır. Onun temaları yaşamından, doğadan, toplum
koşullarından izler taşır.
Sevgi Sanlı ile yaptığı bir konuşmada “Ben Anadolu’yu, Anadolu insanını yansıtmaya çalışan bir şiir
yöntemi güttüm. Buna özendim. Çocukken içimde büyük bir eziklik vardı. Ben İstanbul yaşamını bil-
miyorum. Oysaki sanatçı olmak istiyorum. İstanbul’u tanımadan nasıl romancı olurum, nasıl öykü ya-
zarım? Belki bilinçaltı bir dürtüyle romandan, öyküden kaçınmışım. Şiir yazarken de kendi yaşamımı
belirtmişim. Şunu demek istiyorum: Asıl olan köyü tanımak, köyle ilgili konularda belli bir işlev göster-
mektir. Bunu bir ölçü içinde yaptım. Şiirdeki ilk girişimlerimden başlayarak İstanbul’dan söz ettiğim za-
man bile Anadolu’yu yansıttım. Yaptığım iş daha sonra köy romanına dönenlerin kendi köylerini anlat-
maları biçiminde de değildir. Halk şiirinin kendi özelliklerimle karışan bir yansıması sezilir şiirlerimde.”
Şiirini, halk şiirinin gür kaynağından besleyen, yalın şiirden yana olan Cahit Külebi, dil devriminden,
çağdaş eğitimden ve şiir sanatından hiç ödün vermemiştir. Onun şiiri günceldir. O, günceli geniş bo-
yutuyla özümsemiştir. Türkçenin duru şiirlerini yazmış; içimizi ışıtan, bize umut ve güç veren şiirler
kaleme almıştır. Yaşanmış olan bir duyarlığı hep hissettirmiştir.
(…)
Mehmet Yardımcı, Cahit Külebi, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2015.
345