Page 22 - Coğrafya 11 | 1.Ünite
P. 22
DOĞAL SİSTEMLER
Yeryüzünün en büyük ekosistemlerinden olan okyanus ve denizlerde 200 m derinliğe kadar olan ortam,
canlı çeşitliliğinin fazla olduğu bölgelerdir. Bu durumun nedeni, Güneş ışınlarının buraya kadar ulaşa bilmesi
ve su basıncının derinlerde yüksek olmasıdır. Işığın olmadığı alanlarda yaşamını devam ettirebilen bazı bit-
ki ve hayvanlar, bu derinliğin altındaki ışıksız ortamda da yaşayabilmektedir. Denizlerde fotosentez yapan
fitoplanktonlar, suların yüzey kısmında yaşar. Denizlerde fotosentez olayı, suyun saydamlığına bağlı olarak
yüzeyden derinlere doğru azalmaktadır. Okyanusların çoğu kesimi, canlı yaşamı bakımından pek elverişli
değildir. Fosfor ve azot başta olmak üzere bitki besin maddesi bakımından fakir olan açık denizlerde canlı
çeşitliliği azalmaktadır. Kıyılarda ise ka ralardan taşınan besin maddelerinin açık denizlerden fazla olması
canlı yaşamını çeşitlendirmiştir. Atmosferdeki ısının önemli bir kısmı okyanus akıntılarıyla taşınır. Okyanus
akıntıları, iklim ve bitki örtüsü üzerinde oldukça önemli bir etkiye sahiptir. Isı dağılımının sağlanmasında rol
alan okyanuslar diğer ekosistemler üzerinde de etkilidir. Sıcak ve soğuk okyanus akıntılarının karşılaşma
alanlarında plankton adı verilen bitkisel ve hayvansal tek hücreli canlıların sayısı oldukça fazladır. Dolayısıyla
bahsedilen alanların biyoçeşitlilik bakımından zengin olduğunu söylemek mümkündür.
Aerosol adı verilen tuz kristalleri, okyanus ve denizlerde meydana gelen dalgalar ile patlayan hava ka-
barcıkları sonucu atmosfere geçer. Bulut oluşumunun kolaylaşmasını sağlayan aerosoller, aynı zamanda ya-
ğışlarla yü zeye inerek toprağın gerekli mineralleri almasında rol oynar. Yılda ortalama 150 milyon ton tuz
yeryüzüne düşmektedir.
Okyanus ekosistemleri içerisinde bulunan daha küçük boyutlardaki ekosistemlerin her birinde kendi-
ne özgü canlılar yaşar. Mercan resifleri (Görsel 1.31); tropikal bölgeler ile sıcak, temiz ve sığ sularda mer-
can adı verilen hayvanların ölmesi sonucu bunlara ait kalıntıların birikmesiyle oluşur. Mercanlar, deniz suyu
sıcaklığının yıllık ortalama 2325 °C olduğu sığ denizlerde en uygun gelişimi gösterir. Tropikal denizlerin
verimli kesimlerinde yaşayan mercan resifleri, bu
alanlarda yaşayan hayvanlar arasındaki sistematik
ilişkiden hareketle bir ekosistemin oluşmasını sağlar.
Mercan resifleri, canlı lar için hem beslenme hem de
barınma alanıdır. Bazı balıkların besinlerini mercan-
lar oluşturur. Deniz altında adeta bir çalılığı andıran
mercan resifl eri, tropikal bölgelerin vahaları olarak
adlandırılır. Mercanlarla birlikte simbiyotik (birlikte
yaşayan) bir hayat yaşayan bazı algler, karmaşık bir
ekosistem oluşturur. Mercan resiflerinin oluşturdu-
ğu zenginlik, farklı canlıların yaşamasına ve tür çe-
şitliliğinin artmasına imkân sağlar.
Görsel 1.31: Mercanlar
Akarsu Ekosistemleri
Akıntılı su kütlelerine sahip akarsu ekosistemlerinde yeryüzü şekilleri ve suyun akış hızı biyoçeşitliliği et-
kilemektedir. Akarsuların yukarı çığrında yatak eğimi fazla, akış hızı yüksek ve sular soğuktur. Dolayısıyla bu
alanda biyoçeşitliliğin az olduğunu söylemek müm-
kündür. Akarsuyun aşağı çığrından itibaren akış hızı
azalmakta ve akar su yatağı genişlemektedir. Bu du-
rum, canlı yaşamını olumlu etkileyerek biyoçeşitlili-
ğin artmasını sağlar (Görsel 1.32). Akarsuyun denize
döküldüğü ağız kısmı ise sı caklık ve tuzluluk yönün-
den elverişli şartları taşıdığı için biyoçeşitlilik açısın-
dan oldukça zengindir. Ayrıca karalardan denizlere
besin maddesi taşı yan akarsular, ağız kısımlarında
mineral ve organik madde bakımından zengin bir
yapı teşkil etmektedir. Bu bakımdan akarsu ağızla-
rı, fitoplankton lardan kuşlara kadar birçok canlı için
önemli bir yaşam alanıdır.
Görsel 1.32: Akarsu ekosistemleri
32