Page 141 - Defterim - Felsefe 10
P. 141
3. ÜNİTE
28. Felsefe hep “hakikat”in peşinde olmuştur. Hakikat, 30. Determinist evren modelinde gerçeklik, nedenin so-
kimi zaman dünyanın görünüşlerinin altında yatan nuç üzerindeki istisnasız etkisiyle ifade edilir. Yani
düzen kimi zaman da bu görünüşlerin ötesinde, sa- eğer başlangıç koşulları ve fizik yasaları hakkında
dece rasyonel düşünce ile ulaşılabilecek olan ideal yeterli bilgiye sahipseniz bilardo masasında, topa
bir yapı olarak düşünülmüştür. Her iki durumda da vurmadan önce, topların birbirlerine hangi kuvvetle
hakikat orada durmakta ve özne tarafından keşfedil- çarpacağını, topların hareket yönlerini ve masanın
meyi beklemektedir. Özne; gözlem veya uslamlama neresinde duracağını öngörebilirsiniz. Bilginiz ye-
yoluyla hakikate ulaşabilir. Oysa Nietzsche’ye göre terli ise sizin için masada hiçbir belirsizlik yoktur.
hakikat özne tarafından keşfedilen değil, icat edilen Burada belirsizlik, sizin gerçekliği kuşatan ve belir-
bir şeydir. Dolayısıyla öznenin konumuna göre fark- leyen tüm koşulları bilmeniz veya bilmemeniz ara-
lı şekillerde ortaya çıkabilir. Özne, hakikate ulaşma sındaki farktan doğmaktadır.
çabası içinde fenomenleri yorumlar ve yorum tanımı Bu parçada söz edilen belirsizliğin nedeni aşağıda-
gereği öznenin bulunduğu konumdan bağımsız de- kilerden hangisidir?
ğildir. A) Ön kabullerin ispatlanamazlığı
Buna göre Nietzsche’nin “hakikat” anlayışıyla ilgi- B) Epistemik eksiklik
li aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Hakikate ancak rasyonel düşünceyle ulaşılabilir. C) Neden - sonuç ilişkisindeki kırılmalar
B) Özneden bağımsız, mutlak bir hakikatin varlığın- D) Gerçekliğin ontolojik yapısı
dan bahsedilemez. E) Kuramsal hatalar
C) Hakikat görünüşlerin arkasındaki değişmez ilke- (2021-AYT)
dir.
D) Mutlak hakikate ancak büyük çabalarla ulaşıla-
bilir.
E) Hakikat, gözlem ve uslamlama yapılmadan keşfe-
2 . Bölüm: Bilgi Felsefesi
dilemez.
(2021-TYT)
31. Descartes, Felsefenin İlkeleri adlı eserinde: “Ger-
29. Copernicus, modern bilimsel devrimin sembolü hâ- çeği arayanın yaşamında bir kez tüm şeylerden gücü
line gelmiş olan eserinin ön sözünde şu ifadelere yer yettiği ölçüde kuşku duyması gerekir.” ve “Bu ne-
verir: “İtinalı ve hünerli bir gözlemle göksel hare- denle kendilerinden kuşku duyulan tüm şeylere yan-
ketlerin kaydını tutmak bir astronomun görevidir. lış gözüyle bakmak da yararlı olur.” der. Böylelikle
Yine astronom, geometrinin prensiplerinden yarar- o, en ufak bir kuşku içeren her şeyin yanlış kabul
lanarak sadece geçmiştekiler için değil gelecekteki edildiği bir başlangıç noktası belirler. Bu, hiçbir ko-
benzer hareketler için de doğru hesaplar yapar. Bu nuda kesin ve doğru bilgi diye bir şeyin olmadığı-
kitaptaki tezlerin imkân dâhilinde olması bile gerek- nı öne süren İlk Çağ kuşkucularının yaklaşımından
miyor, gözlemlere uyan bir hesap sunmaları ve bu farklıdır.
hesapların isabetli çıkması kâfidir.” Bu ifadeler, mo- Buna göre Descartes’ı İlk Çağ kuşkucularından
dern bilimsel devrimin temelinde çok daha eski bir ayıran özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
felsefi problemin bulunduğunun göstergesidir.
Bu parçada sözü edilen felsefi problem aşağıdaki- A) Duyu deneyiminden kuşku duymuyor olması
lerden hangisiyle ilgilidir? B) Kuşkuyu doğru bilgiye ulaşmak için bir yöntem
olarak kullanması
A) Bilen - bilinen ayrımı C) Gerçekliğin bilinemez olduğunu savunması
B) Doğruluk - gerçeklik ayrımı
C) Varlık - varoluş ayrımı D) Tüm bilgi iddialarının yanlış olduğunu düşünmesi
D) Gerçek varlık - ideal varlık ayrımı E) Bilgi edinmede aklın tek başına yetersiz olduğunu
öne sürmesi
E) Madde - biçim ayrımı
(2021-AYT)
(2021-TYT)
139