Page 146 - DEFTERİM TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10
P. 146
Şeyh Galib (1757- 1799)
Hem tarikatta hem de sanatta Mevlânâ’nın yolundan gitmiştir.
Divan şiirinin son büyük şairi kabul edilir.
Sebkihindi akımının bu dönemdeki temsilcisidir.
İlk şiirlerinde Esad mahlasını kullanmıştır.
Şiirlerinde neşe ve yaşama sevinci görülür.
Şiir dili oldukça ağırdır, kelime oyunlarını sever, mecazlara çok sık yer verir.
Eski mazmunlardan ziyade yeni mazmunlar kullanmıştır.
Tasavvufa en bağlı şairlerdendir.
Divanında hece ölçüsüyle yazılmış bir türkü yer alır.
Başlıca Eserleri: Divan, Hüsn ü Aşk
Hüsn ü Aşk: Benî Mahabbet kabilesinde aynı gün doğan Hüsn ve Aşk
arasındaki aşkın anlatıldığı sembolik bir eserdir. Eserdeki her kavram
tasavvufi bir anlam taşır. Eser, genel olarak tasavvuftaki mertebelerin
işlendiği alegorik bir mesnevidir.
Koca Râgıb Paşa (1699-1763)
Nâbî’nin başlattığı hikemî şiir tarzını devam ettirmiştir.
Didaktik ve ahlaki eserler vermiştir.
Ününü mısraıberceste olan dizeleriyle kazanmıştır.
Bazı dizeleri atasözleri gibi dilden dile dolaşmaktadır.
Başlıca Eserleri: Divan, Münşeât
XIX. YÜZYIL DİVAN EDEBİYATI SANATÇILARI
Keçecizâde İzzet Molla (1786-1829)
Divan edebiyatının etkisini kaybettiği bir dönemde divan şiirinin dikkat çeken
son şairidir.
Eserlerinde mizahla karışık bir üslup kullanmıştır.
Halk şiiri ve sanatçılarıyla ilgilenen şair, hece vezniyle türküler de yazmıştır.
Başlıca Eserleri: Gülşen-i Aşk, Mihnet-i Keşân
Enderunlu Vâsıf (1771- 1824)
Mahallîleşme akımının bu yüzyıldaki en önemli temsilcisidir.
Şiirlerinin büyük kısmında nükteden uzak bir alaycılık vardır.
Onun şiirlerinde İstanbul büyük yer tutar.
Şarkı türünde en fazla eseri olan şairdir.
Tasavvufla ilgilenmemiştir.
Başlıca Eserleri: Divan
144