Page 252 - DEFTERİM TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 10
P. 252

Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864-1944)
                            * Dönemin bağımsız ismi olup “sokağı edebiyata taşıyan sanatçı” olarak
                              tanınmıştır.
                            * Halk için roman yazma geleneğini sürdürmüştür.
                            * Yanlış Batılılaşma, kadın sorunları, zorla evlendirilme, batıl inanışlar
                              romanlarında sık rastlanan temalardır.
                            * Eserlerinde anormal tipleri mizah yoluyla ele almıştır.
                            * Romanlarında paşalar, beyler, efendiler, dadılar, mürebbiyeler, züppeler, deliler,
                              tulumbacı, külhanbeyi, dalkavuk, dilenci gibi toplumun hemen her kesiminden
                              insana yer vermiştir.
                            * Dönemin dil anlayışından farklı olarak eserlerini oldukça sade bir dille yazmıştır.
                            * Realizm ve natüralizm akımlarından etkilenmiştir.

                              Başlıca Eserleri
                              Hikâye: Kadınlar Vâizi, Namusla Açlık Meselesi, Tünelden İlk Çıkış,
                                       Gönül Ticareti...
                              Roman: Şık, İffet, Mürebbiye, Nimetşinas, Şıpsevdi, Gulyabani,
                                       Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Ben Deli miyim?, Efsuncu Baba...
                              Tiyatro: Hazan Bülbülü, Kadın Erkekleşince...





                              Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç: Cahilliğin, batıl inanışların eleştirildiği bir
                              romandır. Zengin ve eğitimli biri olan İrfan Galip, Batılı düşünceleriyle çevresini
                              aydınlatmaya çalışmakta ama çevresindeki kişiler kendisini anlayamamaktadır.
                              Bir taraftan da kendi seviyesine uygun bir eş aramaktadır. İrfan Galip,
                              bilgili ve kültürlü zannettiği bir kadın tarafından terslenince kadınlara
                              düşman olur. Konferanslar düzenleyerek Halley kuyruklu yıldızının Dünya’ya
                              çarpacağına, kıyametin kopacağına insanları inandırır. Lütfiye isimli bir kadınla
                              mektuplaşmaya başlar. Bu mektuplaşmalarda ön yargılarından kurtulur, aradığı
                              eşin Lütfiye olduğunu anlar. İrfan Galip ve Lütfiye, Halley kuyruklu yıldızının
                              Dünya’nın yakınından geçtiği gece evlenir.



                             Mürebbiye: Doğu-Batı çatışmasının ele alındığı romanda Matmazel Anjel
                             Batı’nın cazibesini temsil eder. Emekli memur Dehri Efendi, konakta kızı
                             Melâhat, damadı Sadri, büyük oğlu Şemi, küçük oğulları Nezahat, Vahip ve
                             kardeşi Amca Bey’le yaşamaktadır. Dehri Efendi, küçük oğulları Nezahat ve
                             Vahip’in eğitimiyle ilgilenmesi için Fransız mürebbiye Matmazel Anjel’i konağa
                             getirir. Şemi ve Sadri, çeşitli yollarla Anjel’e sevgilerini göstermeye çalışırken
                             Anjel de yaptığı planlarla evin bütün erkeklerini istediği gibi kullanır.



                             Şık: Batı özentisi tiplerin mizahi bir dille eleştirildiği romandır.
                             Batılılaşmayı şekilden ibaret sanan, cahil, saf ve aptal Şatırzade Şöhret Bey,
                             soylu biri sandığı, aslında ahlaksız bir kadın olan Madam Pötiş’le çıkmaktadır.
                             Bütün servetini Batılı gibi görünmek uğruna Madam Pötiş’e kaptırır. Bu da
                             yetmiyormuş gibi annesinden ve misafirliğe gittiği yerdeki insanlardan çaldığı
                             parayı da bu uğurda harcar ve hapse girer.



   250
   247   248   249   250   251   252   253   254   255   256   257