Page 14 - Felsefe 10 | 2.Ünite
P. 14
2. ÜNİTE
2.2.1. DİL VE DÜŞÜNCE
İnsan; pek çok konu ve olay, okunan bir roman, izlenen bir film, duyulan bir haber ve benzeri
durumlar üzerine düşünür. Düşünme, dil (söz) edimiyle aynı anda gerçekleşir. Dil, hem düşünme-
ye yarayan hem de düşünceleri başkalarına iletmek için gerekli olan sembolik bir dizgedir. Diğer
sembolleştirmelerden (matematik, mantık, sibernetik gibi) farkı insanın doğal yeteneğinin bilinçli
ve kültürel bir faaliyetle geliştirilmiş olmasıdır. Sözcük biçimindeki sembollerin bir anlam taşıması
yoluyla da ortak bir anlayış ve iletişime imkân sağlar.
Dil, insanın duygu ve düşüncelerini dışa vurmasının yanında mevcut düşüncesinin belirlenmesi-
ni ve gelişmesini de sağlar. Düşünülen şey, dilin etkisi altında tekrar tekrar biçimlenir. Dilin gelişimi
de düşünceyle olur. Düşünce geliştikçe yeni kavramlar ve onlara bağlı anlamlar oluşur ve dil, bu
durumu zenginleştirir. Dil ve düşünce arasındaki bu etkileşim, insanın kendini daha iyi ifade etme-
sinde ve üretkenliğinde önemli bir unsurdur.
Düşünce kavramlarla anlam kazanır ve insan, dil ile diğer insanlara düşüncelerini aktarır. Dil
ile ifade edilen düşünce, zihindeki hâliyle değil kavramların birer göstergesi olan somut hâliyle
görünür. Diğer insanlar da bu somutluk üzerinden düşünülen şeyin ne olduğunu anlamaya çalışır.
Dilin anlamsal olarak biçimlenip kullanılması sırasında aktarılan düşüncede anlam daralması veya
bozulması olabilir. Dilde yapılan hatalar düşünmede de hata oluşturabilir. Akıl yürütmelerin yanlış
yapılması, bilinçli veya bilinçsiz olarak kavramların bilinen anlamları dışında kullanılması, anlam-
sız sözler türetilmesi ve cümlelerin yanlış yapılandırılması gibi durumlar anlamı bulanıklaştırır.
Konuşma edimi olarak dil insanların sorunlarını ve bilgilerini, imge, duygu ve tasarımlarını söz-
cükler (dilsel simgeler) ve cümleler yoluyla belirtme veya bildirme etkinlikleri içerir. Oysa felsefi
söylem, terimlerin tanımlanmasını ve belirli anlamlarla donatılmasını gerektirir.
Filozoflar, argümanlarını ortaya koyarken mantığa dikkat eder ve dili doğru kullanmaya özen
gösterir. Dil ile ifade ettiği düşünceler, içinde barındırdığı mantıksal tutarsızlık ve anlam bozuk-
lukları yüzünden kolayca çürütülebilir. Filozoflar, düşünsel süreçte ve onların ifade edilmesinde
dilin inceliklerine hâkim olarak onu ustaca kullanırlar. Hatta düşüncelerini açıklarken kavramların
yetersiz kalması durumunda kavramları yeniden tanımlar veya yeni kavramlar üretirler. Filozoflar,
düşüncelerini bu şekilde aktarır. Düşünceyi ve dili sorgulayan felsefe, dil ve düşünce arasındaki
ilişkinin en iyi örneklerini filozofların metinlerinde verir.
Düşüncenin dil ile olan ilişkisini anlamanın bir yolu da felsefi görüş ve çözümlemelere bakmak-
tır. İnsana ait her alanı kendine araştırma ve inceleme alanı yapan felsefe, insan hayatını derinden
etkileyen dil üzerine de yönelerek onu sorgular. Felsefenin dil ile ilgilenen alt dalına dil felsefesi
denir. Dil ile felsefe arasında oluşan ilişki, filozofun kendi görüşlerini oluşturma ve açıklamasında
dili kullanmasına dayanır. Felsefe, filozofun yaptığı kavramsal bir etkinlik olarak dil ile doğrudan
ilişkilidir.
Kavram Nesne
Elma
Sarı
Sarı Elma
Terim
Şekil 2.2 Dil düşünce bağı
50