Page 19 - Felsefe 11 | 2.Ünite
P. 19

MS 2. Yüzyıl-MS 15.
 2. ÜNİTE                                                                       Yüzyıl Felsefesi







                         Metin Analizi



               Aşağıdaki metni okuyup metinden hareketle verilen soruları cevaplayınız.


            TUTARSIZLIĞIN TUTARSIZLIĞI
               Kısaca söylemek gerekirse onlara (filozoflara) göre (Tanrı’dan gelen) dinler; insanları, bütün
            insanların ortaklaşa olarak izleyebilecekleri yollardan bilgeliğe (hikmet) yönlendirdikleri için zo-
            runludur. Felsefe, mutluluğun yolunu kimi insanlara ussal olarak göstermektedir. Felsefenin işi,
            şeylerde bulunan incelikleri (hikmet) öğretmektir. Din ise tüm insanlığı bilgilendirme amacıyla
            gönderilmiştir. Bununla birlikte hiçbir din yoktur ki bilge kişilere özgü konularda birtakım uyarı-
            larda bulunmuş olmasın ve aynı zamanda sıradan insanlarla da ilgilenmiş olmasın.
               Toplumda elit sınıfın varlığının yetkinliği ve mutluluğa erişebilmesi yalnızca insanların geneli
            ile aralarında bulunan ortak yönlere bağlıdır. Bu nedenle elit sınıfın varlığı ve yaşaması için bir-
            takım genel bilgilerin ister çocukluk çağında ister gençlik çağında ya da uzmanlık alanına geçiş
            sırasında öğretilmesi zorunludur. Bir kimsenin erdemli olabilmesi için bu noktada karşısına çıkabi-
            lecek olan kimi bilgileri basite almaması, bunları en güzel bir biçimde yorumlaması (te’vil) ve bu
            bilgilendirmenin seçkin kimselere değil insanların geneline yönelik olduğunu bilmesi zorunludur.
               Ayrıca bir kimse tüm dinlerin gerçek olduğunu bilse de onun bu dinler arasından en üstün ola-
            nını seçmesi ve üstün olan dinin daha üstün bir din tarafından geçersiz kılındığını bilmesi zorun-
            ludur. Bu nedenledir ki insanlar arasında İskenderiye’ye (Felsefe Okulu’na) bağlı oldukları bilinen
            filozoflar, İslam dini kendilerine ulaşınca Müslüman olmuşlardır. Aynı şekilde Rum toprakları ola-
            rak bilinen yerlerde bulunan filozoflar da kendilerine İsa’nın dini ulaşınca Hıristiyan olmuşlardır.
               (…) Vahiy alan kimseler arasında da bilgelik (hikmet-felsefe) hiç eksik olmamıştır. (…) Her
            peygamber bilgedir (hakîm-filozof), her bilge peygamber değildir ama bunlar peygamberlerin vâ-
            risi olan bilgin kimselerdir. (…) Tüm dinlerin kaynağı vahiydir, akıl ise vahyin ayrılmaz bir parçası-
            dır. Kim yalnızca akla dayanan bir dinin bulunabileceğini ileri sürerse bilmelidir ki böyle bir düzen,
            kaynağı hem vahiy hem akıl olan dinlerden kesinlikle eksik olacaktır.

                                            İbn Rüşd, Tehâfut et-tehâfut el-felâsife (Tutarsızlığın Tutarsızlığı)












               1- Metinde kırmızıyla yazılmış kavramlarla ne anlatılmak istenmiştir?





               2- Metinde altı çizili bölümde vurgulanmak istenen düşünce nedir? Açıklayınız.




               3-  İbn Rüşd’e göre din ve felsefe ilişkisini değerlendiriniz.













                                                                                                               57
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24