Page 70 - Türk Dili ve Edebiyatı 9 | Kazanım Kavrama Etkinlikleri
P. 70
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9
CEVAP ANAHTARLARI
Etkinlik No: 4
4. Park ortamını oluşturmak için yapraklarını dökmüş ve döke-
1. kanına işlemek: Bir şeyi aşırı ölçüde benimsemek. yerini cek ağaçlar ve iki karakterin oturması için banklar yerleştirir-
sevmek: Yerini beğenmek. dim. Fondan hafifçe kuş sesleri gelirdi. Işık sonbahar hüznünü
yansıtacak kadar yumuşak olurdu.
2. Metinde çağdaş toplumun (günümüz Türkiye’sinin) günlük 5. Meserret Hanım - Şadi Bey, korkarım ki bundan sonra parka
yaşamından bir konu (yeni alınan eve bir arkadaşın ziyarete gelemeyeceğim.
gelmesi) ele alınması, bazı aşırı hareketlerin (Serdar’ın İlter’in
sırtına sık sık vurması, abartılı ifadelerle onun mutluluğuna Şadi Bey - Aman efendim, nereden çıkarıyorsunuz böyle
sözleri?
ortak olmaya çalışması) göz önüne serilmesi, karakterler Meserret Hanım - Damadım ve kızım başka bir şehre taşını-
arasındaki diyalogta ikisinin farklı duygular içinde olduğunun yorlar işleri gereği.
sezdirilmeye çalışılması eserin türünün komedi olduğunu Şadi Bey - Daha yeni tanışmıştık. Birbirimize anlatacak çok
göstermektedir.
şeylerimiz vardı. (Susar.)
3. Ses insanın dilediği gibi yaşama fırsatı bulamayacağını, başka- (Her ikisi de ayağa kalkar, sessizce sahneyi terk ederler.)
larının buna izin vermeyeceğini (“Bırakırlarsa!” sözüyle) vur- 6. İlkbahar ömrün gençlik evresi, kış ise yaşlılık evresidir. Top-
gular. Kendi hâlinde yaşamaya çalışan bir insanla (İlter) onun
yaşamına sızıp onu yönlendiren bir insan (Serdar) arasında bir lumda gençliğinin kıymetini bilen çok azdır. Ömür çok çabuk
çatışma söz konusudur. geçer. Yaşlılıkta ise dönüp arkaya bakıldığında altmış yetmiş
yılın göz açıp kapayıncaya kadar geçtiği düşüncesi yaygındır.
4. İlter: Uzun süren bir kiracılık döneminden sonra ev sahibi 7. İnsanlara küçük yaştan itibaren karşısındaki kişiye saygı ve
olmanın mutluluğunu yaşayan, kendisine ait evde istediği gibi
davranabileceğini ve yaşayabileceğini düşünen, Serdar’ın daha sevgi duyguları için telkinlerde bulunulmalı, bunun insan
olmanın bir gereği olduğu öğretilmeli, bencillikten, egoist-
ilk günden evin şekline, eşyaların durumuna karışmasına ses likten uzak durulması gerektiği vurgulanmalıdır. İnsanlar sık
çıkarmayacak kadar sakin, arkadaş canlısı, iyimser bir insan. sık empati kurmalı, kendisine yapılmasını istemediği şeyleri
Serdar: Arkadaşının evine gelir gelmez onu istediği biçimde başkasına da yapmamalıdır.
yönlendirmeye çalışan, abartılı söz ve davranışlarla karşısında-
ki insanı ikna edebilecek kadar becerikli, rahat bir insan. 8. Günümüz insanlarının bu kadar saldırgan, sorunlu olma-
larının sebebi, şehir yaşamının stresi, gürültüsü, insanların
5. İlter birtakım hayallerle yeni evine gelmiştir. Ancak Serdar’ın topraktan uzaklaşıp beton binaların arasına sıkışmalarıdır.
kafasının dikine giden, karşı tarafın söylediklerine kulak Tabiatın, toprağın insan psikolojisi üzerinde sakinleştirici bir
asmayan tavırları evi hakkındaki hayalleri karşısında bir engel etkisi vardır. Karamsar düşüncelerin dağılmasını sağlar temiz
gibi görünmektedir. Normalde bir insan arkadaşının söz ve hava, çiçek, ağaç ve kuş sesleri.
hareketlerinden hoşnutsuzluğunu anlar. Ama
Serdar gibi rahat tavırlı bir insan İlter’in kibar olmak amacıyla 9. “Gençler bilebilse yaşlılar yapabilse memleketin birçok sorunu
çaresiz kaldığını fark edememektedir. çözülür.” diye meşhur bir söz vardır. Gençler tecrübesizdir,
hayatı tam anlayamadan ömür tüketirler. Yaşlılar hayatı
6. Metin kolay anlaşılabilir, yalın ve kısa cümlelerden oluşmuş. tanımış, ancak güçlerini kaybetmişlerdir. Gençler, hayatı tam
Mesajını kısa ve öz olarak vermeye çalışıyor. Lüzumsuz cüm- anlayamadıkları için yaşlıları pek anlamamaktadırlar.
lelere yer vermediği gibi uzun uzun anlatılması gerekebilecek
bir duyguyu birkaç kelimelik cümle ile yansıtıveriyor. Şiir de 10. Gençler yaşları gereği, her şeyden çabuk sıkılabilirler. Bu se-
esasında en az kelimeyle en keskin duygu yoğunluğunu verme- beple gençler bir yere gittiğinde yalnız gitmek istemezler. Orta
ye çalışan bir tür olduğu için Necati Cumalı’nın şiirsel üslubu yaşlılar, hayatı tam olmamakla birlikte yavaş yavaş okumaya
tiyatro metnine de yansımıştır denebilir. başlamışlardır. Bu sebeple kalabalıklardan hoşlanmaz, kafa
7. Ev sahibi olan bir insana akrabalarının ve yakın arkadaşlarının dengi bir arkadaş bulurlarsa kendilerini bahtiyar hissede-
hayırlı olsuna gitmesi âdettendir. Yeni ev alanlara gidilirken bilirler. Yaşlılar, hayatı anlamış, kavramışlardır geçirdikleri
bir hediye götürülmesi de toplumsal yaşamda sıkça görülen, ömürleri gereği. O sebeple yalnızlığı severler ve yalnız kalıp
yerleşmiş davranışlardandır. kafalarını dinlemek isterler.
8. Cümlelerdeki “hiçbir, devetabanı” kelimeleri, birleşik kelimeyi 11. Çocuklara aşırı derecede koruyuculuk yapmak, onların za-
oluşturan kelimelerden en az biri gerçek anlamını yitirdiği için manda kişiliklerinin tam gelişmemesine, diğer insanlara karşı
(anlam kayması) bitişik yazılmıştır. güvensiz olmalarına sebep olabilir. Bu yüzden gerek çocuklara
gerekse yaşlılara karşı fazla koruyucu olmak olumsuz sonuçlar
doğurabilir.
Etkinlik No: 5
12. Yaşlılarımız genellikle yalnız, sessiz, sakin bir ömür, dingin bir
1. şadi: Memnunluk, sevinç, gönül ferahlığı. hayat sürmektedirler. Hayatlarında yeni insanlarla tanışmaları
meserret: Sevinç, şenlik. onları çok mutlu edebilir.
mafsal: Eklem.
barometre: Basınçölçer. 13. ZARFLAR VE ZARFLARIN
CÜMLELER
2. Toplum yapımızın değişmesi ile birlikte eskiye ait birçok şey İŞLEVLERİ
-buna kelimeler de dâhil- geri plana atılmakta, insanlar çocuk- Dalgın, kendi kendine dalgın, kendi kendine söyle-
larına isim verirken bile eskiye ait çağrışımları olan sözcükleri söylenerek yürür. nerek-durum zarfı
pek tercih etmemektedirler. Siz her sabah parka, başınızı her sabah-zaman zarfı
3. 18. yüzyıldan itibaren trajedi ve komedi dışında yazılan tiyatro dinlemeye gelirsiniz.
metinleri dram olarak adlandırılmaktadır. Acıklı ve gülünç Baba ne zaman geleceksin ne zaman-soru zarfı
olayların bir arada verilmesi, kahramanların her tabakadan se- eve?
çilmesi, yerli hayata ve ulusal konulara önem verilmesi metnin yavaşça-durum zarfı, içeri-
dram türünde yazıldığını gösterir. Çocuk yavaşça içeri girdi. yer-yön zarfı
69