Page 71 - Türk Dili ve Edebiyatı 9 | Kazanım Kavrama Etkinlikleri
P. 71
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 9 Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
CEVAP ANAHTARLARI
Etkinlik No: 6 9. Çekimine
Yapısına Göre (Zamanına)
1. a) “şiirde ısrarlı olmamak” Göre
Şiir türünde yeteneğinin olmadığını fark edip bu türe
yoğunlaşmamak. Bu türden eserler vermemek. Basit Türe- Bir- Basit Bir-
b) “Anadolu insanının sesi olmak” Fiil miş leşik Fiil leşik
Eserleriyle ve yazılarıyla Anadolu insanının sorunlarını Fiil Fiil Fiil
dile getirip bunlara çözüm yolları üretmek.
c) “adı Tercüman gazetesiyle özdeşleşmek” a) Karacadağ adlı
Bir gazetede yaptığı çalışmalarla tanınmak. O gazete deyin halkevi dergisin-
ce akla gelen ilk isim olmak. deki faaliyetleriy-
le yörede tanındı.
2. Metne göre Ahmet Kabaklı’nın savunduğu görüş tarihte ve
kültürde devamlılık olduğudur. Ben de bu görüşe katılıyorum. b) Kendi kültür-
nasıl biz babamız, dedemizle var isek tarihimiz de kültürümüz lerini koruyup
de geçmiş dönemlerden izler taşımaktadır. Türk kalmayı
3. Metne göre Türk kültürünün yakın zamana kadar özgünlüğü- başarmışlardı.
nü korumasının sebebi Türklerin, diğer kültürlerden sadece
gerekli ve faydalı gördüklerini alarak bunlara kendi damgaları- c) 1972’de Türk
nı vurmalarıdır. Edebiyatı dergi-
4. Doğru buluyorum. Çünkü Ahmet Kabaklı Türk edebiyatı sini çıkarmaya
katkılarıyla önemli bir isimdir. Sanatçılığı ve kişiliği ile genç- başladı..
lere örnek olabilir. Biyografisi de bu konudaki başarılarıyla
doludur.
ç) ... kültür alanında
5. Ahmet Kabaklı aldığı eğitim ve yetenekleri nedeniyle başarılı sömürgeleşmeye
bir edebiyatçı olmuştur. özellikle yurt dışına gitmesi ve orada ve bir kültür ikili-
eğitim alması bana göre başarısında önemli bir etkendir. ğine yol açmıştır..
Ayrıca hayat hikayesinden de anlaşılacağı gibi sürekli bir şeyler
üretme çabası içindedir.
6. Biyografi türü bilgi vermeyi amaçladığından cümleler açık ve d) Üç yaşındayken
anlaşılırdır. babasını kaybetti.
Süslü bir anlatım söz konusu değildir.
7. a) 24 Mayıs 1924 tarihinde Elazığ’a bağlı Harput’un B Etkinlik No: 7
Göllübağ’ında doğdu.
1. Mazide yaşanılan önemli hadiselerin ayrıntıya girmeden ana
b) Nurullah Ataç’ın dikkatini çektiyse de şiirde ısrarlı Y hatlarıyla birinci kişinin ağzından anlatıldığı yazılara otobiyog-
olmadı. rafi dendiğini bu derste öğrendik. Eskiler bu türden yazılara
c) Aynı filmde İnek Şaban tiplemesi ile ün yapan B tercüme-i hâl derlermiş. Ben de bu vesilesiyle bir otobiyografi
Kemal Sunal ile müthiş bir ikili oluşturdu. kaleme almaya karar verdim. Ama tıpkı Necip Fazıl gibi salt
ç) Bu arada Ankara Hukuk Fakültesini bitirerek Y dış görünüşü değil mizacımı yansıtan bir yazı kaleme almak
istiyorum.
(1955-1960) kısa bir süre avukatlık yaptı.
2. Yazar dıştan görüneni değersiz bulmakta, bunların anlatılması-
d) Ona göre İslâmiyet ve Türklük tarihte benzerine az Y nın kendisi için bir anlam taşımadığını ifade etmektedir. Yazar
rastlanır bir terkip vücuda getirmiştir.
için asıl önemli olan iç dünyasını bütün yönleriyle aktarmaktır.
8. Ünlü bir kişinin bütün şahsiyetini, hayatının tamamını, ese- 3. Yazarın feci bir ukalalık olarak gördüğü durum sanatçının,
rini, her yönüyle ele alan veya aynı detaylı bakış açısıyla her- eserini okuyucunun idrakine bırakmayıp açıklamaya çalışma
hangi bir konuyu ele alan yazılara “monografi” denir. Bilimsel çabasıdır.
anlayışa bağlı olarak söz konusu kişiye ait bilgiler, bir mantık
silsilesi içerisinde, bölümler hâlinde verilip bütün bunlar 4. a) Toplumsal yaşantının, geleneklerin dil üzerinde önemli bir
eleştirel bir tutumla ele alınıp bilgi ve belgelerle desteklenmeye etkisi vardır. Dili, toplumdan bağımsız düşünmek mümkün
çalışılıyorsa bu tarz biyografilere “bilimsel biyografi” denir. değildir. Özellikle dilde “ağız” olarak adlandırdığımız yöresel
Biyografik veriler bir kurmacaya dönüştürülerek bir roman söyleyişler, tamamen geleneklerin, yaşantının dile yansımış
veya hikâye formatında veriliyorsa, diğer bir anlamda, önemli hâlidir.
bir şahsiyet bir romanın, bir hikâyenin kahramanına dönüş-
türülerek anlatılıyorsa, bu tarz eserlere de “biyografik roman” b) Dil olmazsa millet de olmaz. Dil bizim millî kimliğimizin
denmektedir. Bir yazarın, yakından tanısın ya da tanımasın oluşmasını sağlar. Bu nedenle dilimizi korumalıyız. Özellikle
değerli saydığı, etkilendiği, beğendiği kişilerin karakter özel- mağaza isimleri, marka isimleri yabancı sözcüklerden oluş-
liklerini, belirgin yanlarını, aralarında geçen ilginç olayları maktadır. Bu konuda hassas olmalı Türkçe isimli mağazalar-
veya daha başka özelliklerini anlattığı kısa yazılara “portre” dan ve markalardan alışveriş yapmalıyız.
denir. Portre ele alınan kişinin dış görünüşünden bahsediyorsa
“fiziki portre”dir. Karakter özelliklerinden, iç dünyadan bahse- 5. İnsan, kendi hayat hikâyesini yazerken daha öznel davrana-
den portreler ise “ruhsal portre” dir. bilir. Bilinmesini istemediği bilgilere burada yer vermeyebilir.
Oysa bir başkasını dışardan gözlerken daha nesnel bir tavır
sergileyebilir.
6. Metindeki “Halkın ‘nüfus kâğıdı’ veya ‘hüviyet cüzdanı’na kon-
durduğu bu tabiri çok severim.” “Asıl ruh hayatımı, ruhumun
70