Page 180 - Osmanlıca 10 (Tüm Kitap)
P. 180

178                                     CEVAP ANAHTARI, SÖZLÜK VE KAYNAKÇA


               delailü’l-hayrat: Meşhur salavat-ı şerife-  fâni: Ölümlü, gelip geçici, kalımsız.
               lerin toplandığı kitaplar.                  faraza: Diyelim ki, sayalım ki, tutalım ki,
               derd-i maişet: Geçim sıkıntısı.             varsayalım ki.
               derhatır: Hatırlama.                        felah: Kurtuluş, selamet.
               destur:  İzin,  müsaade.  Yol  verin,  savu-  fena: İyi nitelikte olmayan, kötü.
               lun, izin verin anlamlarında kullanılan bir   fer: Parlaklık, aydınlık, nur.
               söz.
               deveran: Dolaşım, dönme.                    ferişte: Melek.
               didar: Yüz, çehre.                          feylesof: Filozof.
               duahan: Dua okuyucu.                        firak: Ayrılış, ayrılık.
               dülger: Yapıların kaba ağaç işlerini ya-    fonetik: Ses bilgisi. Sesçil.
               pan kimse.                                  gaip: Görünmez âlem. Göz önünde ol-
                                                           mayan, hazır bulunmayan, nerede ol-
               E                                           duğu bilinmeyen.
               ecdat: Geçmişteki büyükler, atalar.         gani: Zengin, varlıklı.
               efdal: Erdemli. Yeğ tutulan, tercih edi-    garp: Batı, günindi.
               len.                                        gayriihtiyari: İstemeksizin, düşünmeden,
               elem: Acı, üzüntü, dert, keder.             elinde olmayarak.
               elhak: Gerçekten, hiç şüphesiz, doğru-      gaza:  İslam  dinini  korumak  veya  yay-
               su.                                         mak amacıyla Müslüman olmayanlara
               emîrü’l-müminin: “Müminlerin başı” an-      karşı yapılan kutsal savaş.
               lamında halifeler için kullanılan unvan.    gramer: Dil bilgisi.
               enam: Kur’an-ı Kerim’in altıncı suresinin  güzide: Seçkin, seçilmiş, seçme.
               adı. Bu sure ile çok okunan diğer bazı
               kısa  Kur’an  surelerinin  bir  araya  getiril-  H
               mesinden  meydana  gelen,  genellikle
               cepte  taşınacak  küçük  boyda  kitap-      hab: Uyku. Gaflet.
               çık.                                        habir: Her şeyden haberdar olan.
               encam: Son, işin sonu. mec. Gelecek.        hadimü’l-harameyn:       Yavuz     Sultan
               entelektüellik:  Bilim,  teknik  ve  kültürün  Selim’e ve ondan sonraki Osmanlı pa-
               değişik dallarında özel öğrenim görmüş  dişahlarına verilen, “Mekke ve Medine
               (kimse) olma; aydın, münevver olma.         gibi  iki  mukaddes  yere  hizmet  eden”
               esaret: Kölelik, tutsaklık, esirlik.        anlamında unvan.
               esbap: Sebepler, nedenler.                  halel: Bozma, bozukluk.
               esna: Bir işin yapıldığı an, sıra.          hamide: Övülmeye layık, methedilecek
               estetik:  Sanatsal  yaratının  genel  yasa-  sıfatlara sahip olan. “Hamit” kelimesinin
               larıyla sanatta ve hayatta güzelliğin ku-   kadını ifade eden, kadın ismi olarak kul-
               ramsal  bilimi,  güzel  duyu,  bedii,  bedii-  lanılan  veya  tamlamalarda  ortaya  çı-
               yat. Güzellik duygusu ile ilgili olan.      kan aynı manadaki müennes şekli.
               evrat:  Müslümanlarca  belirli  zaman-      hamt: Tanrı’ya şükretme.
               larda  okunması  âdet  olan  dualar  ve     harabati: Maddi şeylere değer verme-
               Kur’an ayetleri.                            diği için üstüne başına özenmeyen, da-
                                                           ğınık, derbeder.
               F-G                                         harabe: Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tut-
               fahr: Övünme, iftihar, gururlanma.          muş yapı, yıkı.
               fakih: Anlayışlı, zeki kimse. Fıkıh bilgini.  harabi: Haraplık, harabiyet.
   175   176   177   178   179   180   181   182   183   184   185