Page 143 - Sanat Tarihi -12
P. 143
AVRUPA SANATIVRUPA SANATI
A 04.4.
ÜNİTE
ÜNİTE
4.5. BAROK SANATI
17-18. yüzyıllar, Rönesans sanatının yerini alan Barok üslup, sanat
dünyasına büyük bir serbestlik ve heyecan getirmiştir. Düzgün olmayan
inci anlamındaki Barok üslubun en belirgin özelliği son derece ayrıntılı,
süslü ve gösterişli olmasıdır. Barok, Roma’da gelişmiş oradan bütün Avru-
pa’ya yayılmıştır. Barok sanat; edebiyatta, mimaride, müzik, resim ve Bunu biliyor musunuz ?
heykel sanatında kendine özgü bir anlayışıyla ortaya çıkmıştır. Rönesans’ın
getirmiş olduğu simetriye karşıt olarak asimetriği, temel geometrik biçimle-
re karşıt olarak eğrisel biçimleri, durağanlığa karşıt olarak hareketi üstün
tutan bir anlayıştır.
5.5.1. Barok Sanatının Genel Özellikleri
Mimari
18. yüzyıldan tbaren Osmanlı
Rönesans mimarisinde görülen düz hatların yerini çeşitli kıvrılmalar, mmarsnn Batı etksne grme-
bükülmeler (c, s gibi) almıştır. Yapı planları yine bazilikal, yatay eksenli- syle İstanbul’da Barok tarzı mmar-
lık eserlernn en öneml örneğ
dir. Ayrıca yapılarda eğri çizgi ve alanlar kullanılarak ışığa bağlı bir hare- Nur-u Osmaniye Camii’dir.
ketin yaratılmasına olanak sağlanmış ve yapıya ritm katılmıştır.
Barok mimarisi Antik Çağ Yunan ve Roma sanatından etkilenmekle
beraber çatı ve cephe sistemlerinde bulunan kıvrımlı sütunlar ve görkemli
alınlıklar bakımından farklılıklar göstermektedir. Mimaride heykel ve
resmin kaynaşması üslubu devam etmiştir. Kubbe içleri ve tavanlar abartılı
ve karmaşık perspektif kullanımıyla gerçekleştirilmiş resimlerle sonsuz-
luk amaçlanmış, gösterişli insan tasvirleriyle çeşitli biçim ve çiçek formla-
rındaki kabartmalarla süslenmiştir. Barok Dönem’de alabildiğince geniş
meydanlar, kavisli merdiven formları ve çeşme mimarisine önem veril-
miştir. Barok mimarlığının önemli mimarları arasında Francesco Borromini,
Carlo Maderno (Karlo Maderno) , Jules Hardouin Mansart (Cul Hardoin Görsel 4.39
San Carlo Kilisesi, İtalya
Mansart) gibi mimarlar vardır.
Francesco Borromini (1599-1667)
Barok mimarlık üslubunun büyük ustalarından biri olan
İtalyan sanatçı, bir taş yontucusu olarak mesleğe başlamış-
tır. Binaların içivne ışığı gereğince verebilmesi, klasik
üsluptaki sütunların oluşturduğu olağanüstü perspektif
anlatımı onun ustalığının göstergesidir.
Mimarlığını yaptığı Roma’daki San Carlo Kilisesi, Yüksek
İtalyan Baroku’nun en görkemli yapılarındandır (Görsel 4.39).
Küçük ve elverişsiz bir arsaya çok ustaca yerleştirdiği bu kilise ve
avlulu bir manastırdan oluşan yapı grubu, günün her saatinde deği-
şik gölge-ışık oyunlarına olanak verecek biçimde hareketli bir
düzene sahiptir. San İvo Kilisesi, St. Agnese Kilisesi mimarın diğer
önemli eserlerindendir.
143