Page 19 - Tarih-10 | 1.Ünite
P. 19
YERLEŞME VE DEVLETLEŞME SÜRECİNDE
SELÇUKLU TÜRKİYESİ
Türkiye Selçuklularında Ordu
Türkiye Selçuklu Devleti’nin askerî teşkilatı da Büyük
Selçuklular ile hemen hemen aynıdır ve şu unsurlardan
oluşmaktadır:
• Türkmenler
• Hassa kuvvetleri (gulâmlar)
• İkta sahiplerinin verdiği kuvvetler (Görsel 1.17)
• Vassal devlet kuvvetleri
• Ücretli askerler
Türkiye Selçuklu ordusunun başkumandanı Beylerbeyi veya
Emirül-Ümerâ unvanı taşırdı. Ordu kumandanlarına subaşı,
sipehsâlar, serleşker denirdi. Bunlar aynı zamanda bulunduk-
ları mıntıkaların emniyet ve asayişini sağlamakla da meşgul
Görsel 1.17
olurdu. Türkmen kuvvetlerinin başında ise beyler bulunurdu. İkta askeri (Temsilî)
Selçuklularda donanma kumandanlarına Reis’ül-Bahr veya
sahillerin kumandanı anlamında Meliküs-Sevâhil denirdi.
Donanma kumandanlarına ayrıca Emîr-i Sevâhil de denilmiştir
(Sevim-Merçil, 1995, s.512’den düzenlenmiştir). ÖRNEK METİN
Malazgirt Zaferi sonrası Anadolu’da yaklaşık bir asır süren siyasi
istikrarsızlığa Türkiye Selçuklu sultanları son vermiş ve Selçuk-
luların adil davranışları, yerli halk üzerinde olumlu etkilerini gös-
termiştir. Öyle ki devrin yerli halkları Süryani, Ermeni ve Rumlar;
Bizans idaresine karşı Selçukluları tercih etmiştir. Türkiye Selçuk-
luları, Anadolu'da yaşayan gayrimüslimlere, Müslüman halka bir
zarar vermedikleri sürece müsamaha ile davranmışlardır. Bizans’ın
baskısından bıkan Hristiyanlar artık Türklerin hâkimiyeti altında
yaşamaktan memnun olmuştur. Selçukluların Anadolu’da sağla-
dığı huzur ortamı, bölgedeki farklı din ve kavimlerin uyum içinde
yaşamalarını ve ortak bir kültürün ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Selçuklular, fethettikleri bölgelerde şehirlerin dışına yerleşmiş
ve iç kale, sur içi ve sur dışı denilen bölümlerden oluşan şehirler
kurmuştur. Yerleşilen veya yeni kurulan bir şehirde ilk iş olarak
güvenlik sağlamış; idari, mali, adli yöneticiler belirlenmiş ve vergi
tahsili için tahrir yapılmıştır.
Türkiye Selçukluları zamanında Anadolu’da gelişen Türk İslam
medeniyeti doğudan gelen bilim ve sanat adamlarıyla da kuvvet-
lenmiştir. Doğudan gelen âlim ve sanatkârlar, özellikle Anadolu’da
büyük mutasavvıf ve düşünürler yetişmesini sağlamıştır.
1165-1240 yılları arasında yaşamış olan ve İslam dünyası-
nın en meşhur sûfîlerinden olan Muhyiddin Arabî, Türkiye
Selçukluları Dönemi’nde bir süre Konya’da yaşamıştır. Onun
fikirleri, talebesi ve manevi evladı Sadreddin Konevî tarafından BİLİYOR MUSUNUZ?
devam ettirilmiştir.
27