Page 14 - Tarih 10 - Ünite 4
P. 14
BEYLİKTEN DEVLETE OSMANLI MEDENİYETİ
4.3. HALK KÜLTÜRÜ VE KİTABÎ KÜLTÜR
Kültür, nesilden nesile hangi yollarla aktarılabilir? TARTIŞALIM
Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Dönemi’nde ortaya çıkan sözlü ve ya-
zılı edebiyat ürünleri, Türkiye Selçukluları ve Beylikler döneminin
kültür dünyasıyla benzerlik gösterirdi. Anadolu’da XII. yüzyıldan
itibaren farklı sınıf ve seviyeden insanlar; hikâye dinleyerek, kukla
ve taklit izleyerek, nükte ve şaka yaparak gülüp eğlenirdi. Türki-
ye Selçuklu ve Anadolu beyliklerinin saraylarında nedim, komik,
taklitçi, ozan ve şairler bulunurdu. Bu saraylarda bulunan nedimin
görevi kıssa anlatmak, taklit yapmak, kısacası eğlendirmekti. Bu
kişiler edebî terbiye sahibi, bilgili ve zeki insanlardı.
Anlatılar; genel olarak masal, menkıbe, fıkra ve hikâyeler ile eski
Türk kültüründen gelen unsurları, İran ananelerini, Hind hikâyelerini
ve İslam kültür dünyasının etkilerini içermiştir. XV. yüzyıldan itiba-
ren nedim ile meddah lakabı aynı anlamda kullanılmaya başlamış
ve XVI. yüzyılla birlikte meddahlık
gitgide yaygınlaşmıştır. Bu dönem-
de ozanların yerini ise âşık ve saz
şairleri almıştır. Genellikle sanatını
halk arasında icra eden bu kişilerden
öne çıkanlar saraylarda kendilerine
yer bulmuştur (Görsel 4.14).
Osmanlı Devleti, çeşitli etnik ve dinî
kökenden halkların ticari, sosyal, kül-
türel, dinî ve bilimsel etkinliklerini
sürdürdüğü bir devlettir. Bu nedenle
Osmanlı Devleti’nde, geniş ve zengin
bir kültürel birikim oluşmuştur. Fark-
lı kültürlerin katkılarıyla oluşan bu Görsel 4.14
birikim, tarih boyunca yazılı veya sözlü olarak kuşaktan kuşağa Ortaoyunu (Minyatür)
aktarılmıştır. Osmanlılar da diğer büyük devletler gibi kültürünü
çeşitli yollarla kaydederek korumuş ve kendisinden sonra gelen
nesillere aktarmaya gayret etmiştir. Kültürün yazılı olarak aktarıl-
masında çoğunlukla ferman, berat, ahitname gibi devlet yayınları
ile telif veya tercüme kitap, risale ve minyatür vb. kullanılmıştır.
Osmanlı hükümdarlarında kitap toplama ve bunları kullanma alış-
kanlığı vardı. Padişahların kendilerine ait en az bir kütüphanesi
bulunurdu. I. Murad tarafından Bursa’da kurulduğu ifade edilen
kütüphane, ilk saray kütüphanesi olarak nitelendirilir. Osmanlı
Devleti’nde saray kütüphaneleri dışında, özellikle XVIII. yüzyılın
sonundan itibaren batılılaşma ve çağdaşlaşma hareketlerinin
etkisiyle kurulan darülfünun, hendesehane, mühendishane ve
muallimhane gibi üniversite kütüphaneleri vardı.
Osmanlı Devleti’nde kitabî kültür, neden başkent ve belirli şe- CEVAPLAYALIM
hirlerde gelişmiştir?
109