Page 9 - Tarih 10 - Ünite 4
P. 9
4. ÜNİTE
Müderris Olmak
Müderris, medresede ders veren demektir. Bugünkü üniversite
profesörleri ile kıyaslanabilir. İslam dünyasında genel olarak
ilim tahsilinde kitaplardan çok müderrise önem verilirdi. İlim
tahsil etmek isteyenler, her şeyden evvel iyi bir müderrise
talebe olmayı tercih ederdi. Medreselerde eğitim gören öğ-
rencilere genel olarak talebe denilse de bu öğrenciler için
danişmend, suhte gibi isimler de kullanılmıştır. Müderris
olmak isteyen talebeler önce bir müderrisin yanında yardımcı
olarak görev yapar ve müderrisin dersini tekrar ederek diğer
talebelerin disiplini ile meşgul olurdu. Daha sonra icazet-
name alarak medreseyi bitiren müderris adayları, isimlerini
Anadolu ve Rumeli kazaskerlik dairelerinde bulunan ruz-
name adlı defterlere kaydettirir ve müderrislik için sıraya
girerlerdi. Bu bekleme süresine mülazemet adı verilirdi. İlk
dönemlerde belli bir süre olmadan mülazemete geçilirken
Ebu’s-Suud Efendi’den (Görsel 4.7) sonra bu süre yedi yıl
olarak belirlenmiştir. Ruznamede yazılı olmayan ve belli bir
süre mülazemet etmeyen kişilerin müderris olmaları mümkün
değildi. Mülazemetini tamamlayan müderris, ilk olarak yirmi
akçe ödenen bir medreseye tayin olur ve beşer akçe terakki ile
Görsel 4.7
Ebu’s-Suud Efendi medresede üst derecedeki medreselere doğru yükselirdi. Müderris günlük
ders ortamında (Minyatür) otuz, kırk ve elli akçe ödenen medreselere doğru ilerler daha
sonra Sahn-ı Seman ve Sahn-ı Süleymaniye gibi altmış akçe
YORUMLAYALIM yevmiyeli medreselere kadar terfi edebilirdi (Ünal, 1998, s.87;
Gündüz, 2013, s.290-291’den düzenlenmiştir).
Bir öğrencinin Sahn-ı Seman Medreselerinde müderris olabilmesi
için pek çok aşamadan geçirilmesinin amaçları neler olabilir?
Osmanlı Devleti’nde medreseyi bitirenlerden kadılığı isteyenler,
mülazemetten sonra bir kasaba kadısı olabilirdi. İlmiye sınıfından
olan kadı, idare ve yargı görevini yerine getirirdi. Padişah tara-
fından atanan kadılar, atandığı yerde padişah adına adaleti tesis
ederdi. Osmanlı devlet teşkilatında kadıların adli görevi yanında
idari, beledi, askerî, mali ve noterlik alanlarında da görev ve yet-
kileri bulunmaktaydı. Vakıfların denetçisi de olan kadılar; asayiş
kuvvetlerinin, belediye hizmetlilerinin ve zabıta görevlilerinin de
amiriydi. Ayrıca kadılar evlenme, boşanma, veraset meselelerinde;
merkezden gelen emirlerin tasdiki ve mahkeme kayıtlarının tu-
tulmasında, her türlü akdin kaydedilmesinde, divanın emirlerinin
halka bildirilmesinde ve sefer esnasında idaresinde bulunduğu
yerde ordunun ihtiyaçlarının görülmesinde sorumlu ve yetkiliydi.
Kadı tayini, ilk defa Osman Gazi tarafından yapılmıştır. Osman
BİLİYOR MUSUNUZ? Gazi bu göreve, kayınpederi Şeyh Edebali’nin talebesi Dursun
Fakih’i uygun görmüş ve Karacahisar’a kadı olarak atamıştır.
Müftüler ve şeyhülislamlar toplumun inanç ve ibadetleriyle il-
gili sorunların çözülmesi ve devlette şeriatın uygulanmasından
104