Page 32 - Tarih 11 | 1.Ünite
P. 32
1. ÜNİTE
Osmanlı ve Rus ordularının İran’daki ilerleyişi, bu iki devleti yeni-
den çatışmanın eşiğine getirmiştir. Fransa’nın arabuluculuk yap-
masıyla Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 1724’te İstanbul’da
İran Mukasemenâmesi (İstanbul Antlaşması) adıyla bir antlaşma
imzalanmıştır. İran’ın paylaşımı için yapılan bu antlaşmaya göre
Gürcistan, Şirvan, Azerbaycan Osmanlı Devleti’nde, Kafkasya’nın
Hazar Bölgesi Rusya’da kalmıştır. Ayrıca her iki taraf da II. Tah-
masb’ı Şah olarak tanımıştır. Ancak ülkesinin topraklarının pay-
laşılmasına razı olmayan Şah Tahmasb, Horasan Türkmenlerinin
özellikle de Avşar boyu lideri Nadir Han’ın desteğiyle Afganlıları
ülkesinden çıkartmıştır. 1731 yılında Şah Tahmasb komutasındaki
İran ordusunun Revan’a saldırısıyla başlayan savaşta Osmanlılar,
İran ordusunu mağlup etmiştir. Barış istemek zorunda kalan Şah
Tahmasb ile 1732 yılında Ahmed Paşa Antlaşması imzalanmıştır.
Bu antlaşma ile Tebriz başta olmak üzere Batı İran ve Azerbaycan,
İran’a bırakılırken Kafkasya Osmanlı Devleti’nde kalmıştır.
Şah Tahmasb’ın isteği ile 1732’de yapılan Ahmed Paşa Ant-
laşması, Osmanlı Devleti’nde diplomasi anlayışının hâlâ zayıf
olduğunu göstermiştir. Bu antlaşma savaşta kazanan Osmanlı
BİLİYOR MUSUNUZ?
Devleti’nin, masa başında kaybetmesine neden olmuştur.
Afganlıların İran’dan çıkarılmasında etkili olan Nadir Han, Ahmed
Paşa Antlaşması’nı tanımamış ve Şah Tahmasb’ı tahtan indirmiştir.
Osmanlıya karşı kaybedilen toprakları geri almak isteyen Nadir
Han (Görsel 1.36), halkın ileri gelenlerini toplayarak 1736 yılında
kendisini Şah ilan ettirmiştir. Böyle-
ce İran’da iki yüz otuz altı yıl hüküm
süren Safevi hanedanı sona ermiş
ve Avşar hanedanı yönetimi ele al-
mıştır. Nadir Han’ın Osmanlı Devleti
tarafından şah olarak tanınmasıyla
Osmanlı-İran ilişkileri yeni bir döne-
me girmiştir. Bu dönemde 1639’da
imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşma-
sı’nda belirlenen sınırlar iki devlet
arasında yeniden kabul edilmiştir.
1736-1739 yılları arasında Osmanlı
Devleti ile Avusturya ve Rusya ara-
sında devam eden savaşları fırsat
bilen Nadir Şah, Doğu’da Afganis-
tan’a ve Hindistan’a seferler düzen-
lemiştir. Bu sayede sınırlarını geniş-
Görsel 1.36 letmiş ve güçlü bir duruma gelmiş-
Nadir Han tir. Nadir Şah’ın 1743’te Kerkük, Musul ve Bağdat’a saldırmasıyla
(Tablo)
Osmanlı-İran arasında savaş yeniden başlamıştır. Osmanlı Padişahı
I.Mahmud’un Kırım ve Mısır’dan yardımcı kuvvetler çağırması
üzerine Nadir Şah, Osmanlı Devleti’nden barış istemiştir. İki
devlet arasında Tahran yakınlarındaki Kerden’de 1746 yılında
40