Page 15 - TARİH 9 - Ünite 2
P. 15

İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ



               dayanaklar ilk defa Mezopotamya’da kullanılmıştır. Mezopo-
               tamya uygarlıkları, ziggurat adı verilen tapınaklarda gözlem
               yaparak gök biliminde bilimsel gözlem yöntemini keşfetmiş
               ve bilgileri tablolaştırmıştır. Ay ve Güneş tutulmalarını hesap-
               layan bu medeniyetler; Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn
               gibi gezegenlerin de varlığından haberdardır. Ayrıca bir yılın
               uzunluğunu bugünkü hesaba göre sadece 4,5 dakikalık bir
               hata ile bulmuşlar ve bu birikimleriyle takvim yapmışlardır.
               İnsanların, eski dünyada astronomi bilimini öğrenmesindeki
               amaç; dünyayı anlama merakı, yaşamlarını rahat ve güvenli
               kılmaktır. Günümüz modern bilim anlayışında ise amaç, her
               alanda ileriye gitmek ve gelişmektir. Bilimsel bilginin temelleri
               eski çağlarda atılmış ve bilimsel alandaki ilerleme günümüzde
               de artarak devam etmektedir.
               Eski çağlardan itibaren insanoğlunun en büyük isteklerinden                    Görsel 2.20
               biri, ölümsüzlük ve uzun yaşama arzusudur. Bunun sonucunda                   Eski tıp aletleri
               hastalıklarla mücadele etmesi gerektiğini anlayan insanoğlu bu
               hastalıkları tedavi etmek amacıyla (Görsel 2.20) elindeki bil-
               gileri kullanarak tıp ilminin ilk gelişmelerini ortaya çıkarmıştır.
                 Mezopotamya’da Hekimlik
                 Mezopotamya’da hekimliğin en basit şekli, hekimlerin suya
                 bakarak hasta hakkında bilgi vermeleri şeklinde olmuştur. Bu
                 sebeple olsa gerek ki hekimleri “suyu tanıyan kimse” olarak
                 tanımlamışlardır. Hekim bir kabın içine su koyup suyun üzeri-
                 ne bir damla zeytinyağı damlattıktan sonra damlanın şekli ve
                 hareketine göre hastanın iyi olup olmayacağı hususunda bilgi       ÖRNEK METİN
                 vermiştir (Uncu, 2013, s.107-118’den düzenlenmiştir).

               Eski Çağ'da coğrafya, daha çok ma-
               tematik ve tarih ilmiyle iç içe gelişme
               göstermiştir. Bu çağda düşünür ve gez-
               ginler; eserlerinde tarih, coğrafya ve
               matematikle ilgili bilgileri bir arada iş-
               lemiştir. Örneğin Amasya’da yaşamış ve
               coğrafya konusunda çalışmış Strabon,
               Anadolu ve çevresinde yaptığı geziler
               sonucunda on yedi bölümden oluşan
               “Coğrafya” isimli eseri yazmıştır (Görsel
               2.21). Eserinde Yunan, Anadolu, Mezo-
               potamya, İran, Mısır gibi gezip gördüğü yerleri anlatmış ve                    Görsel 2.21
               bu yerlerin tarihinden de bilgiler vermiştir.                      Strabon Heykeli (Amasya)
                 Archimedes (Arşimet) ilkesine göre “Bir sıvıya bırakılan ve
                 dengedeki cisme uygulanan kaldırma kuvveti, cismin ağırlığına
                 eşittir”. Archimedes’in yaşadığı döneme kadar gemiler ahşap-
                 tan yapılırdı. Çünkü tahtadan başka bir malzemeden yapılırsa
                 geminin batacağına inanılırdı. Archimedes’in havuzdaki hamam
                 tasının batmayışını gözlemleyerek suyun kaldırma kuvvetini
                 bulmasından sonra gemiler metal malzemeden de yapılmaya
                 başlanmıştır.                                                   BİLİYOR MUSUNUZ?



                                                                                                          39
   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20