Page 10 - TARİH 9 - Ünite 2
P. 10
2. ÜNİTE
Sözlü Kültür
Yazının icadından önce insanlar, toplumsal hafızalarını sözlü
olarak kuşaktan kuşağa aktarmış ve bu yolla korumuştur.
Eski Yunan’da mit ve efsane anlatıcıları, Türklerde ozan ve
âşık, Afrika’da topluluğun en yaşlıları; bu aktarım görevini
üstlenmiştir. Toplumlar, sözlü geleneklerini oluştururken çev-
relerinde olup biten ve kendilerini etkileyen bütün olay ve
unsurları kullanmıştır. Dolayısıyla toplumlar yaratılış, tufan,
kuruluş gibi hikâyelerin yanında kendi hayatlarında büyük
yankılar uyandırmış kahramanları veya tarihî olayları anlata-
gelmiştir. Sözlü geleneğin bir ürünü olan bu anlatılar, aslında
insanlığın yazılı olmayan tarihini oluşturmaktadır.
Efsaneler, mitler ve destanlar gibi halk anla-
tıları; zamanla hem başka kültürlerden etki-
lenmiş hem de diğer kültürlerin sözlü ürünle-
rini etkilemiştir. Bu nedenle anlatıların ortaya
çıkışı belirli bir bölgeyle sınırlı olmayıp sözlü
geleneklerin karışımından meydana gelmiş bir
bütündür. Örneğin Romalıların Türeyiş Efsane-
si’ndeki dişi kurt ile Türklerdeki Türeyiş, Göç,
Ergenekon destanlarındaki kurt motifi birbirine
benzemektedir (Görsel 2.12). Yine toplumların
sözlü anlatımlarındaki tufan ve yaratılış hikâ-
Görsel 2.12
Romus ve Romulus ile Dişi Kurt yeleri benzerlik göstermektedir. Sümerlerdeki,
(Roma Capitoline Müzesi) İbranilerdeki ve Türklerdeki Tufan destanları bu duruma örnek
olarak gösterilebilir.
CEVAPLAYALIM Destanların kültürel hayattaki önemi nedir?
Tarih Öncesi Dönemlendirme
Yazının icadından önceki dönem olan tarih öncesi devirler
sınıflandırılırken insanların kullanmış oldukları araç gereç ve
madenlerden yola çıkılmıştır. Buna göre tarih öncesi Taş Çağı
ve Maden Çağı şeklinde dönemlendirilmiştir. Yazının icadıyla
birlikte tarihî çağlar başlamıştır. Taş Çağı: Eski Taş, Orta Taş
ve Yeni Taş Çağı olmak üzere kendi içinde çağlara ayrılırken
Maden Çağı da (Görsel 2.13) Bakır, Tunç ve Demir Çağı ola-
rak dönemlere ayrılmıştır. Zamanla bu dönemlendirmeye,
üretim ve yerleşme biçimiyle yaşam koşullarını belirleyen
Görsel 2.13 diğer etkenler de eklenmiştir.
Madenî ok uçları
Üç Çağ Sistemi
C. J. Thomsen (Tamsın) 1836 yılında ilk defa “Üç Çağ Sistemi”ni
kurmuş böylece taş, tunç ve demir sıralaması günümüze kadar
tarih öncesi arkeolojinin kronolojik sıralamasını oluşturmuştur.
BİLİYOR MUSUNUZ? 1865 yılında J. Lubbock (Labık) “Üç Çağ Sistemi”ni ayrıntılı bir
şekilde yeniden ele almıştır. Buna göre Taş Çağı; Eski ve Yeni
Taş Çağı yani Paleolitik ve Neolotik Çağ’a ayrılmıştır.
34