Page 25 - TARİH 9 - Ünite 2
P. 25

İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ



               Sümerlerde “site”, İyon ve Dorlarda “polis” adı verilen şehir
               devletleri kurulmuştur.

               Antik medeniyetlerdeki kabileler veya şehir devletlerinin
               başlarında kral veya feodal yöneticiler vardır. Bu yöneticiler
               merkezdeki büyük krala bağlıdır. Büyük kral güçlü ve dira-
               yetli bir kişiyse merkezî bir devlet yapısı oluşmuş, güçsüzse
               kabileler merkezden bağımsız hareket edebilmiştir. İlk Çağ’da
               bazı güçlü krallar kendi ülkeleri dışındaki yerleri ele geçir-
               miş, farklı milletleri yönetimi altına almış ve imparatorluklar
               kurduğu da olmuştur.

               İnsanoğlu, madenleri işlemeye başlamasıyla taşa göre da-
               ha dayanıklı, sivri ve kesici silahlar yapmaya başladı. Atı
               evcilleştirdi ve at arabasını yaptı. Zamanla bunları komşu
               devletlere üstünlük sağlamak adına savaş meydanlarında
               kullanan devletler, ordu ve komutanlarının gücü nispetinde
               büyük topraklara hükmetti. Bu devletler farklı ırkları, millet-
               leri ve kültürleri yönetimleri altında birleştirerek imparatorluk
               görünümü kazandı.

                 İmparatorluk;
                 •  Topraklarında oturan çeşitli milletleri egemenliği altında top-
                   layan devlet biçimi,
                 •  İçerisinde çeşitli unsurları (din, etnik köken, dil vb.) barındı-
                   ran devlet modeli,
                 •   Tarihsel olarak, kültürel, etnik, ekonomik ve toplumsal açıdan
                   çeşitlilik arz eden farklı halkları bünyesinde toplayan büyük,
                   politik ve bölgesel gövde olarak tanımlanabilir.              BİLİYOR MUSUNUZ?


               İlk Devletlerde Gücün Meşruiyet Kaynağı
               İlk Çağ’ın başından itibaren Mezopotamya, Mısır, Anadolu gibi
               bölgelerde geniş alanlara hükmeden güçlü siyasi oluşumlar
               ortaya çıkmıştır. Bu siyasi oluşumların çoğu monarşi ile yö-
               netilmiştir. Krallar, yönetimdeki meşruluğunu yani güçlerini
               dinden almıştır. Bu nedenle ilk devletlerde gücün meşruiyet
               kaynağı tanrısaldır.
               Anadolu’da MÖ 1700’lerde kurulan Hititlerde kralların, gü-
               cünü tanrıdan aldığına inanılır ve emirleri tanrının emriymiş
               gibi görülürdü (Görsel 2.32). Fakat krallar kendilerini tanrı
               olarak görmezlerdi. Bu yüzden Hititlerin yönetimi dine dayalı
               bir krallık veya teokratik bir monarşi olarak ifade edilebilir.
               Bir diğer Anadolu medeniyeti Urartularda krallar yaptıkları
               işleri tanrıları “Haldi” adına yaparlardı. Yani krallar tanrı de-
               ğildi ama onun yerine hükmederlerdi.
               İlk Çağ Yunan medeniyetinin temellerinin atıldığı Girit Ada-
               sı’nda halk, soylular ve kral tarafından yönetilirdi. Yöneticiler;
               sanat, ticaret, din gibi hemen her konuda söz sahibi olup
                                                                                         Görsel 2.32
               egemen sınıfı oluştururdu. Yöneticilerin din adına söz sahibi         Hitit Tanrı heykeli


                                                                                                          49
   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30